içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Sonradan Datçalıdan Datça Hikayeleri (14)

Datça’da Tatilci oldum…

Sonradan Datçalıdan Datça Hikayeleri  (14)
Haberi Sesli Dinle

Datça Havadis: (Adil Çulhaoğlu)

Foto Fevzi’nin pansiyonunda başlayan, Öğretmenevi, Uslu Apart ve kiralayabildiğim evlerde süren Datça’daki  günlerim,  aylar, yıllar hızla  akıp gitmeye başlamıştı. Turizm sezonunun 45 gün sürebildiği zamanı uzatmak için kışı ve bahar ayındaki  çoğu otelciler ve o zamanlar var olan  Seher Tour ve Knidos seyahat  acentası  ve otelcilerden oluşan turizmciler ve Kaymakamlık  belediyenin yapılan tanıtım çalışmaları ile geçen günlerdi. Şehirdeki bürokratların buluşma adresi yaz kış açık olan Öğretmenevi oluyordu. Sezon başladığında misafirlerle beraber olan bizler nadiren görüşebiliyor, kış aylarındaki buluşmaları bekler oluyorduk, sezon bitiminde.

Melisa çay bahçesi, Kösenin  Kumluk Kafesi, Zekeriya Sofrası, Korsan’ın yeri, Limandaki Küçük Ev, Deniz Atı gibi Kafe ve  Restoranlar, Maradona, Ayla’nın yeri, Dadydost,,Stella’nın yeri, gibi barlar, Eski Datça’da Muhtar Orhan’ın  Kafe ve Lokantası, Karaköyde feribot İskelesinde Hüsnü’nün Yeri ve Körmen kamping, Kızlan’da Güllük restoran ile Şerif’in yeri ve  Ova Bükünde Salih’in  Hoppala Pansiyon ve Lokantası, Hayt Bükünde Ogün’ün yeri, Palamutbükü’nde Badem ve şefin restoranı, Knidos’taki Restoran, Cumalı Esentepe’de Yıldıray’ın yeri,  gibi yeme içme yerlerinde revaçtaydı. Yağlı Zeytin ve sıcak servis edilen ballı bademi her lokantada bulabildiğimiz  yıllardı. kış aylarında Serdar Uslu ve bize katılan arkadaşlarla açık olan yerlerden gittiğimiz yerler olurdu.

Bir doğa yürüyüş  grubu  oluşturmuştuk, Serdar Uslu ile. Önce turizmciler ,Tunç Pansiyon Müdürü Metin, kafeterya işletmecisi Kurtuluş, Fezi, Serkan Tekneci Barış, Faruk, teknelerde aşçılık yapan Ural, Datça'yı mesken tutmuşlardan Ferda, Hamit, Hatice, Fatma, Tayfun ve gazeteci Yalçın Uysal'ı in katılımıyla köylerde patikalarda yürümek  sezon dışında önemli bir etkinlik haline geliyordu bizler için.

Datça’nın doğa yürüyüşleri yaptığımız yerlerde fotoğraf çekmeye başlamıştım. Bu geziler benim için Datça’yı tanıtmak için davet ettiğimiz gazetecileri  Datça’da gezdirirken  çok önemli deneyim sahibi yapıyordu. Medya temsilcilerine verilen bilgileri hazırlamak, 1976’ yılında yaptığım gazetecilik günlerimi beni zamanla yaşatıp, Datça’yı tanıtan fotoğraf çekmek ve makale yazma durumuna getirmişti.

Datça’da yıllarını geçiren  Şair Can Yücel, Gazeteci Erdoğan Tokatlı, Sırrı İnceler, Hukukçu Kaya Türker, Cengiz Paşa, Tufan Paşa, emekli olup Datça’ya yerleşen çeşitli mesleklere mensup kişilerden oluşan bir gruba bakkaldan aldığım bisküvi çeşitleri ile katılıyordum, mesai sonunda. Eski Datça’da Muhtar Orhan’ın kahvesinde her gün öğleden sonraları, hemen hemen her gün  saat 4-5 arası buluşanlar her konuda sohbet ederlerdi. Can Baba, Bizlerin çay içtiğimizi söyleyip, yan masada oturup şarabını içerdi. Bizim masadaki sohbete oradan katılırdı. Bazı günler,. Ressam Oğuz Tığlı, Güler Yücel, Roswitta Türker ile grubun misafirlerinin de katılımıyla grubun masasına ilaveler yapılırdı. Her konuda sohbetin yapıldığı günleri unutulmazlarım arasına giriyordu.

Zaman hızla akıp  gitmiş,2002 yılının Mayıs ayında, kendimi Datça’da Turizm Danışma Müdürü olarak çalıştığım yılların sonuna gelmiş halde buluyordum.1997 yılında Almanya’dan Münih tanıtma Ataşeliği görevinden geldiğim Datça’dan, bu defa Almanya’ya Frankfurt Tanıtma Ataşesi görevime başlamak üzere gidiyordum.

Ben artık Datça’da bir tatilci olmuş, işim de Turizm Yazarlığı ve Seyahat fotoğrafçılığı olmuştu.

Tarih: 06-12-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum