içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

KÖPEK DEKLARASYONU

Kısırlaştırma ve kuduz aşısı kırmızı çizgidir.

KÖPEK DEKLARASYONU
Haberi Sesli Dinle

Türkiye de ciddi bir sokak hayvanı popülasyon sorunu var. Bu deklerasyon sadece köpek sorununa çözüm amaçlı hazırlanmıştır.

Sokak köpeklerinin %75’i kısırlaştığında sokak hayvanı sorunu ortadan kalkmaktadır. 
Rutin kısırlaştırma işleminin yapıldığı kısırlaştırma merkezlerinde, ortalama bir kısırlaştırma operasyonunun maliyeti 350-400 TL civarıdır.
( Kediler şehir içinde, her belediyenin sadece özel kedi kısırlaştırma kliniklerinde kısırlaştırılıp, köpeklerden ayrı alanlarda tutulmalıdır. Kedi kısırlaştırma ünitelerine, halk kolaylıkla ulaşabilmelidir. Kırsalda da yakalanan veya halkın getirdiği kediler, mobil klinik ünitelerin de kısırlaştırılmalıdır. Kedi konusu ayrıca işlenecektir.)

1. Sahipli ve sahipsiz tüm köpekler kısırlaştırılmalıdır. Çiplenip kayıt altına alınmalıdır. 

Türkiye genelinde 2.800.000 civarı sokak köpeği, yarı sahipli köpekler ve sahipli köpekler var. 

Türkiye çapında başlatılacak bir kampanya ile tüm bu bahsedilen köpekler kısırlaştırılmalıdır.

2. Kedi ve köpek satışı bu sorun bitinceye kadar yasaklanmalı.
Kayıtlı üretim çiftlikleri, köpek ırk dernekleri ve üreticileri, evde kedi köpek besleyip doğurtanlar, ülkeye kaçak sokulan köpekler, merdiven altı kaçak üreticiler ve bu köpekleri pazara sunan petshoplara yüksek meblağlı yaptırımlar, gerekirse hapis cezaları getirilmelidir. Unutulmaması gereken konu, bu kirli ve kaçak sektörde 90’lı yılların başından beri milyon dolarlar dönmüş, devlet tarafından vergilendirilmemiş ve kontrol altına alınmamıştır.


3. Belediyeler sahipli ve sahipsiz kısırlaştırmayı ücretsiz yapmalıdır. Bir çok hayvan sahibi yoğun kısırlaştırma yapılan belediye ünitelerini tercih etmeyecektir.

4. Tarım bakanlığı tüm veteriner odalarına fiyat listesi içinde kısırlaştırma ve kuduz aşısı için TAVAN fiyat uygulama zorunluluğu getirmelidir.

5. Belediyeler ve Tarım ilçe müdürlüklerinde  kuduz aşısı ücretsiz yapmalıdır. Her belediyenin veteriner işleri müdürlüğü ve buna bağlı istihdam ettiği veteriner hekimi vardır.
 

6. Merdiven altı üreticilerin hayvanlarına el konup, bu hayvanlar kısırlaştırılıp sahiplendirilmelidir. Avcılara asla özel statü tanımlanmamalı, av köpekleri de kısırlaştırılmalıdır. Ev de üretim yasaklanmalıdır.

7. İç işlerine bağlı olan jandarmanın hayvan polisi (HAYDİ) ve sivil toplum birlikte çalışmalıdır.

8. Sivil toplumdan baş vuran kişiler için İç İşleri Bakanlığınca  kurslar açılmalı ve bu kişilere sivil insiyatif yetkisi verilmelidir. Bu yetki dahilinde sivil insiyatif bir haberci görevi görerek HAYDi polisinin daha işlevsel çalışmasını sağlamalıdır.

9. Her ilde valiliğe bağlı hayvan hakları gözleme kurulu oluşturulmalı, en az yarısı  sivil toplumdan oluşmalı. Halen valiliklere bağlı çalışan hayvan hakları kurulunun büyük bir bölümü kamu çalışanlarından oluşmaktadır.  Bu yapının ne kadar işlevsiz olduğu kabul edilmelidir.

10. Yerli mama üreticilerinin ürünleri, global standartlara getirilip ihracata teşvik edilmelidir. Yerli mama da KDV %8’e düşürülmeli ithal mamaların KDV oranı %18 de kalmalıdır. Sokak hayvanlarının popülasyon artışı Türkiye’de ciddi bir kontrolsüz mama üretim tesisi açılmasına, denetimsizliği de dünyada olmayan “sokak hayvanı sektörü” oluşmasına sebep vermiştir. Kamuoyunun da baskısı ve bilimsel gerçekler nedeniyle sokak hayvanlarının popülasyonunun kontrol altına alınması, yerli mama sektörünün büyük bir ciro kaybı yaşayacağı gerçeği ile yerli mama sektörünün kendini geliştirip ihracata yönelmesine neden olacak ve ülke ekonomisi için de faydalı olacaktır. Aynı zamanda kara düzenle işleyen “sokak hayvanı sektörünü” de kontrol altına alınacaktır.

11. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa, Adana, Konya gibi nüfus yoğun illerde ve diğer bölgelerde hayvan hastaneleri kurulmalı. Ambulans sistemi getirilerek, sokak hayvanları ücretsiz bakılmalıdır.

“Burada çok önemli bir konu devreye girmektedir. “Düşük gelirli kişiler hayvan bakmamalı” söylemi alenen ayrıştırıcı bir dildir. Yeşil kart usulü ile tüm bireyler ve aileler bu hastanelerden hizmet alabilmelidir. Yeşil kart için muhtarlıklar görevlendirilebilir. Sevgi ve merhametin ülke genelinde kazanılması böyle bir maliyetin altına girmeye kesinlikle değer.”

12. Bu hastanelerde ekonomik durumu iyi olan kişilerin de hayvanları bedel karşılığı bakılabileceği gibi bu gelirin döner sermaye yaratması iyi bir uygulama olacaktır.

13. Yerli ırklar; Anadolu çoban köpek ırkları, zağar(kopay) sultan tazısı ve çatal burun özel üretime tabii olmalı. Tarım il veya ilçe müdürlükleri tarafından denetlenerek ihtiyaç sahiplerine talep ve kayıt sistemi ile verilmeli. Bu köpekler kısırlaştırılmalı, yavru olarak verilen köpeklerin kısırlaştırılmaları şart koşulmalı ve takibi yapılmalıdır. Bu köpek ırklarının korunarak, uluslararası platformlarda ari hallerinin tanıtımları yapılmalı ve ülke kültürünün tanıtımına katkısı sağlanmalıdır. Bu ülkemiz için prestij ve gelir kaynağı olacaktır.

14. Kırsal bölgeler için seferberlik esnasında mobil üniteler
kullanılmalıdır. Mobil klinik sistemi tüm dünya da kullanılan ancak ülkemizde 2005 yılında profesyonel bir firma tarafından suistimal edilmiş. Hayvan severlerin büyük tepkisini çekerek karşı bir kamuoyu yaratılmasına sebep olmuş bir mazisi vardır. Oysa dünyada benzer gezici kliniklerin içlerinde büyük baş; inek, at gibi hayvanların bile ameliyatları yapılmaktadır. Ne yazık ki sokak köpeği sorunu çok uzun yıllardır veteriner hekim camiası tarafından da suistimal edilmiştir. Doğru projeler engellenmiş, destek olunacağına köstek olunmuştur.

15. Kısırlaştırma seferberliği için sadece kısırlaştırma konusunda uzman profesyonel hekimler çalışmalı, kampanya için gezici birimler oluşturularak, bu birimlerin çalışmaları gittikleri yerlerde yerel yöneticiler tarafından karşılanmalıdır. Çalışanlara kalacak yer, çalışma alanı elektrik su ve geçici post op ünitesi için uygun yer sağlanmalıdır. Muhtarlık binaları, okulların bahçeleri gibi…

16. Özellikle hayvanların yerlerinin tespiti ve yakalanması konusunda hayvan severlerden ve sivil toplumdan yardım alınmalı. Unutulmamalıdır ki hayvanları besleyen ve kollayan insanlar köpeklerle daha kolay iletişim sağlar, işgücü ve masrafların düşmesine yardımcı olur. Yine kırsalda halkın köpeklerinin kısırlaştırılmaları da ücretsiz yapılmalıdır. Gidilen yerlerde mülki erkana yapılan işlerle ilgili bilgi verilmeli. Tutulan kayıtlar mutlaka paylaşılmalıdır. Kuduz aşılarının tekrarı açısından önem arz eder

17. Kısırlaştırma aşılama ve yerinde yaşatma süreci konusunda; halk. eğitimciler ve mülki erkan bilgilendirilmeli özellikle okullarda eğitim verilmelidir. Kuduz için sahipli ve sahipsiz köpeklerin aşılandığı ve kayıt altına alındıkları duyurulmalı köpeklerin çip numaraları, muhtarlara zimmetlenen çip okuma makinası ile halka açık olmalıdır. 

18. Sokak hayvanlarının popülasyon kontrolü hakkında fantezi fikirler kabul görmemeli. Rant amaçlı yapılacak projeler özel klinik, odaların fikirleri alınmamalı. Sorunun insancıl ve hızlı çözümü elzemdir. Bugüne kadar sorunun çözümünde yer almamış, dışında kalmış paydaşların neden proje üretmediklerini sorgulamak önemlidir. Unutulmamalıdır ki; medeni ülkelerde bu sorunun olmadığını iddia eden kişiler, kısırlaştırma işleminin bu ülkelerde 20.yüzyılın ilk yarısından beri yayıldığını bilmemektedirler. Türkiye her daim sorunları kararlı ve hızlı çözebilecek kararlılıkta bir ülkedir.

19. Barınaklar tamamen zaman ve halkın parasının boşa harcandığı para tuzaklarıdır. Belediyelerin bütçe çıktısı yaptıkları bir kalemdir. Düşkün ve rehabilitasyona muhtaç hayranların bakımları sivil topluma devlet desteği ile yaptırılmalıdır. Sivil toplum bunun paydaşı olmak istemektedir. Devletin memur zihniyeti ile bu işe soyunması faydadan çok zarar verir. Memur «8» saat çalışır, oysa hayvanlar canlıdır ve düşünür, hisleri vardır, acı çeker, sever, kızar, kendini korumak ister, bağlı olduğu bölge, ve insana sahip çıkar. Yani 24 saatlik bir iştir. Ve özellikle köpekler EVCİL HAYVANDIR... Düşkün sakat ve insanlara uyum sağlayamayan hayvanların bakımı rehabilitasyon merkezi ve geçici bakım evlerinde yapılmalı, bu tür hayvanlar, hayvan korumacıların eşliğinde veteriner hekim ve köpek eğitmenleri eşliğinde sahiplendirme aşamasına kadar tutulmalıdır.

20. Devlette çalışan özel görev köpekleri denetimli çiftleştirilmeli ancak takibi yapılmalı, görev köpeği olacak yavrular devlete zimmetlendikten sonra kalanlar hayvan korumacılar tarafından kısırlaştırıldıktan sonra sahiplendirilmelidirler. 

Görevi biten köpekler uygunsa sahiplendirilmeli veya rehabilitasyon merkezlerinde rahat bir şekilde yaşatılmalıdır.

Kısırlaştırma ve organizasyonu için ikinci bir deklerasyon hazırlanmalıdır…

 

Müjde Coşkun

Tarih: 01-02-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum