içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Datça’nın tasmalı sokak köpekleri…

Köpekle yaşamak bir kültürdür…

Datça’nın tasmalı sokak köpekleri…
Haberi Sesli Dinle
Bu yazıyı Datça’da neden sokaklarda bir çok tasmalı köpek görüyorsunuz ve aslında bu durumun sorumlusu kimdir ? Bu sorun nasıl çözülür detaylı bilgi vermek için yazıyorum.
 
Evcil hayvan kavramı; vahşi hayvanların insanın ihtiyaçlarına yönelik alıkonulması, beslenmesi ve eğitilerek kullanması  ile başlayan bir süreçtir. Bazı türler zaman içinde duygusal ihtiyaçlarında giderilmesi, aile ortamında yaşatılması için evriltilmiştir. Kediler, vahşi iç güdüleri olan avcılığı korusalarda, köpekler koşulsuz insana bağımlı olmuştur. Yani yaşamın ilk şartı olan beslenmeyi insanların insiyatifine bırakmıştır. Köpek dünyada ilk evcilleştirilmiş türdür.
 
Türkiye’de belediyelerin uygulamadığı, aslında soruna  çok nitelikli çare olacak 5199 sayılı hayvan hakları kanunu var. Kontrolsüz üreyen sokak köpeği popülasyonu belediyelerin görevini yapmamasının sonucudur. Burada hayvanseverler de sorumlu mudur? Kesinlikle evet; top yekün kısırlaştırmanın yapılmasını ısrarla talep etmeleri gerekir, sadece hayvan sevenler değil, konudan muzdarip kişilerinde bilimsel çözüm için yerel yönetimi zorlamaları gerekmektedir. Bu sorun top yekün bir anlayışın kabulü ile çok kısa zamanda çözülür. 
 
Dünya sağlık örgütünün de kabul ettiği üç şekilde köpekle yaşam alanlarımızı paylaşıyoruz.
Sahipli köpek, yeme içme ve tıbbi ihtiyaçları sahipleri tarafından karşılanan yaşadığı alan sahibi tarafından sağlanan
Sahipsiz köpek, sokakta çöplerle beslenen, tıbbi müdahale görmeyen ve sokakta barınan kısırlaştırma müdahalesi yapılmamış
Yarı sahipli köpek, genellikle mahalleli tarafından beslenen, bazen tıbbi yardım alan ancak barınma ihtiyacını o mahallede sokakta gideren 
 
Sahipsiz köpek sorunu aslında bilinçsiz köpek sahiplerinin yarattığı bir sorundur. Köpek alınır, dişi ise doğurtulur, köpek sahibi işine geleni alıkoyar, kalanı ona buna dağıtır veya 5 km öteye terkeder. Bunlar özellikle kırsalda hayatını sürdüren çoban veya avcılardır. Şehirler de ise köpek dövüştüren veya işyeri koruması için tutulan köpeklerin sahipleridir. Bu hayvanlar zaten ömürleri boyunca kötü koşullara maruz kalır ve çok kısa ömürlü olurlar. Genellikle bunlar büyük ırk köpeklerdir ve her an sokak köpeği olma potansiyelleri vardır. Bu köpek sahipleri erkek köpekleri kendi cinsel hayatı ile özdeşleştirerek asla kısırlaştırmazlar. Profil olarak baktığınızda neredeyse tamamı erkektir. Köpek sahibi kadınlara baktığınızda, onlar kesinlikle daha duyarlı ve kısırlaştırma konusunda hem fikirdir. 
 
Yarı sahipli gurup ise çoğu zaman boynuna bir tasma takılmış, o bölgenin esnafı tarafından yemek ve su ihtiyacı karşılanan sokak köpekleridir. Köpekler yemek su bulduklarında o bölgeyi sahiplenirler, aslında yemek su vereni de sahibi olarak kabul ederler, bu yüzden o bölgede zaman zaman diğer kedi köpeklere veya şeklini beğenmedikleri insanlara havlar ve uzaklaştırmak isterler. Bu köpeklere yapılması gereken en önemli işlem kısırlaştırıp, kuduz aşılarının yapılması ve belediye tarafından çiplenmesidir. Dolaysı ile envantere girmiş aşılanmış ve çipli oldukları için insan sağlığı açısından önemli bir nebze steril olurlar. Kısırlaştılar için günde en an 16 saat uyur genelde gece hareket ederler. Bunların en önemli görevi bölgelerini sahiplendikleri için kendi yemek alanlarını kaybetmemek için kontrolsüz sokak köpeklerinin o bölgeye girişini engeller. Biz bu köpeklere kısırlaştırma kampanyası dahilinde mahallenin bekçisi ünvanını vermekteyiz. 
 
Aslında yasanın doğru uygulanması ile tüm Türkiye de böyle bir süreç oluşması beklenmektedir. Ancak pet sektörü, veteriner klinikleri, yerli mama fabrikaları, beşeri ve veteriner ilaç firmaları, bir çok belediye bu sürecin böyle işlemesini istememektedir. Çünkü pet sektöründe  sokak köpeği büyük bir geçim kaynağıdır.
Yasa düzgün bir şekilde uygulansa insancıl yöntemle 5 yıl içinde bu işin biteceği bilimsel olarak kanıtlıdır. Ancak devletin bu sorunu ivedilikle ve mutlak çözümünü istemesi ve iki önemli kararı alması gerekmektedir. Sahipli hayvanlarında kısırlaştırılması mecbur tutulmalı, uygulamayanlara ağır yaptırımlar yapılmalıdır. Bu konuda veterinerlerinde iş birliği gerekir. Kaçak ve legal üretimin durdurulması ve köpek satışının durdurulması bir mecburiyettir. Bu süreçte hayvan sahiplenmek isteyenlerin sahipsiz kısır hayvanları sahiplenilmesi teşvik edilmelidir.
 
Evet köpekle yaşamak günümüz koşullarında bir vaz geçilmez ama diğer insanların da hoş görüsünü suistimal etmeden olmalıdır. Sorunun çözümü yüksek değerler taşıyan, toplum bilinci olan  Türk halkının sabır hoş görü kültürü ile 5  yıl gibi kısa bir zamanda çözülecektir. Hayvan sever veya konuya duyarlı insanların kamuoyu baskısı ile hayvanlarla iç içe yaşamak istemeyen halkın görmezden gelmeden devletten talebi ile çözülecektir.
 
Bu konu hakkında bir çok detayı yazı dizimiz içinde bulacaksınız…
 
Müjde Coşkun

Tarih: 01-02-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum