içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

“1 ağaç az ölsün’ diye ölenlerin karşısına 65 bin ağacı katlederek çıkmaya utanmayacak mısınız?”

Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Muğla’nın Milas İlçesi’ndeki Akbelen ormanlarının kıyımı ile ilgili TBMM’de basın açıklamasında bulundu

“1 ağaç az ölsün’ diye ölenlerin karşısına 65 bin ağacı katlederek çıkmaya utanmayacak mısınız?”
Haberi Sesli Dinle

-Akbelen Ormanının madencilikle yok edildiği takdirde Bodrum, Güllük ve Havaalanı bölgesinin susuz kalacağını ifade eden Özcan, 2 yıl önce Muğla’daki yangın sırasında vefat eden Şahin Akdemir’i de hatırlatarak, “1 ağaç az ölsün diye ölenlerin karşısına 65 bin ağacı katlederek çıkmaya utanmayacak mısınız?” dedi.

Muğla Milas’a bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda ağaçların katledilmesine karşı köylülerin, yöre halkının ve desteğe gelen yurttaşların direnişi devam ederken, Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Akbelen ormanlarının kıyımı ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın açıklamasında bulundu. 

 “Evlatlarımızın nefesi, kurdun kuşun hakkı için direnmeye devam edeceğiz”

Sözlerine ‘Biz hava, toprak ve suyumuzdan başka bir şey istemiyoruz. Canlılarla birlikte insanca bir yaşamdan başka bir şey istemedik. Sabah baskın düzenleyip, gözlerimizin içine baka baka ağaçları kestiler. Ama mücadele bitmeyecek’ diyerek Akbelen’de direnen anneleri ve gelemeyenlerin ise selamlarını getirdiğini ifade ederek başlayan Muğla Milletvekili Gizem Özcan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Tarih şahittir ki bir direnişin önüne anneler geçince orada bütün muktedirleri korku salar. O nedenle Akbelen direnişindeki annelerimizin karşısına korkuyla jandarmayı yığıyorsunuz. Çünkü biliyorsunuz ki sizi yönetenin bir halkın yaşam damarlarını kurutma arsızlığı olduğu. Ama geçit yok. Evlatlarımızın nefesi için, kurdun kuşun hakkı için direnmeye devam edeceğiz. An gelir bütün umutsuzlukların, yoksullukların, baskıların içerisinden bir ışık sızar. O ışığa tutunarak yol yürür, insanca yaşam için iğneyle kuyu kazanlar. Akbelen’de açığa çıkan ışık, hani şu bir türlü söndüremediğiniz şey, haklı olmanın iradesidir. Ey siz, köylülerin karşısına jandarmayı çıkaranlar, gazetecileri göz altına aldıranlar ve doğasına sahip çıkmak isteyenleri bin bir baskı ile alandan uzak tutamaya çalışanlar, gelin ve ağaçlara sarılarak ormanını korumaya çalışan annelerimizin gözlerinin içine bakın. Orada geleceğe, evlatlarına sahip çıkma aşkını göreceksiniz. Orada binlerce yıllık Akdeniz ormanlarının gücünü göreceksiniz. İşte o zaman bu projeden vazgeçin çığlığı kulaklarınızda amansızca yankılanacak! Bakalım o zaman, çocuklarımızın ciğerlerine kasteden bu cinayetin ağırlığı ile uyuyabilecek misiniz?”

“Akbelen Ormanı madencilikle yok edildiğinde içerisinde var olan ekosistem ortadan kalkacak”

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun ‘temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkı’nı 2022’de bir insan hakkı olarak kabul ettiğini vurgulayan Özcan, “Anayasamızın 56. Maddesi ormanı, direnerek koruma görevini bize veriyor. Peki iktidara, alana jandarmayı sürerek, bu yağmayı yürütme hakkını kim veriyor? Eğer kar hırsıyla ormanlarımızı yağmalayan 5'li çetenin rüzgarından gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal olmasa bir cevapları olurdu. Akbelen Ormanı madencilikle yok edildiğinde tarım alanları zarar görecek, su baskınları artacak. Bölge geri dönüşü mümkün olmayan şekilde ormansızlaşacak, orman ve içerisinde var olan ekosistem ortadan kalkacak. Hele son yıllardaki yangınlardan sonra, burası yaban hayat için korunaklı bir alana dönüştü. Bölgeyle beraber yaban hayatı da yok olacak. Orman ve altındaki çatlaklı kireç taşı çok önemli miktarda su üretmektedir. Kömürü almak için bu kireç taşı yok edildiğinde Bodrum, Güllük ve Havaalanı bölgesi susuz kalacak. Ey yağmanın sorumluluları buna ne hakkınız var? Bölgedeki zeytinliklerden aldığı ürünle geçimini sağlayanları yoksulluğa mahkum etmeye ne hakkınız var? Bunlar bizim iddialarımız değil, bunlar bilirkişi raporu ile tespit edilmiş gerçekler” ifadelerini kullandı.  

“4 yılda tükenecek bir rezerv için bölge halkı ve bilim insanları dinlenmeden Akbelen Ormanları yağmalanıyor”

İktidarın 4 yılda tükenecek bir rezerv için bölge halkı ve bilim insanları dinlenmeden Akbelen ormanlarını yağmalamayı bir zafer olarak gördüğünü vurgulayan Özcan, “Eğer bu bir zaferse, neden Anadolu tarihinde görmediği orman yangınları ile kavruluyor? Coğrafyamız neden seller ile çalkalanıyor? Pandemi sürecinden hiçbir şey öğrenmediysek, aniden kapılar kapanınca kendimize yeten bir tarımsal üretimin ne kadar hayati olduğunu öğrenmedik mi? Nasıl oluyor da doğanın efendisi değil, onun bir parçası olduğumuzu unutuyoruz? Sizi esir almış kibirle, ağaçlar kesilince, oradan çıkarılacak kömürle üretilecek enerjinin, Akbelen ormanından daha değerli olduğuna nasıl karar verirsiniz? Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kibirden azade olsaydı, ‘Biz çevreci görünümlü marjinallere aldırmıyoruz, işimize bakıyoruz’ diye bir cümle kurar mıydı? Gezi’den bu yana türlü hakarete alışmış olsak da; bir an düşündüm, kim marjinal ola ki diye? Ağacın gövdesine sarılırken ‘onlar benim yavrularım’ diyen teyze mi? ‘Ben ormandaki sincapları fındıkla besliyordum, artık gelmeyecekler’ diye ağlayan kardeşimiz mi? ‘Zeytinlerimizi bugün kurtarsak, yarın kömürün tozuyla ağır ağır ölecekler’ diye gözü yaşlanan amcalar mı? Bu ekolojik kırımı kayıt altına almak için gelen, müdahaleyle fotoğraf makinesi kırılan, üstüne gözaltına alınan gazeteciler mi? Köylülerle el ele verip mahkeme salonlarında halkın haklı itirazlarını dile getiren avukatlar mı? Kimin marjinal olduğunu söyleyeyim. Çok sıfırlı ihalelerin dünyasında gözü kararıp, o küçük gördükleri ormanı, yurdu sayan insanların göz yaşları hilafına şirketlerin borusunu öttürenler. İşte marjinal onlar. Halkın vicdanında mahkûm edilen de onlar.” Dedi.

1 ağaç az ölsün diye Şahin Akdemir kardeşimizi yitirdik”

Sözlerini tamamlarken, 2 yıl önce Muğla’da çıkan orman yangınlarında hayati kaybeden Şahin Akdemir’den de bahseden Özcan, “Muğla ormanların köylüsüyle, jandarmasıyla, çevrecisiyle, itfaiyesiyle, belediye işçisiyle 1 ağaç az yansın diye insanlar elleriyle ateşe karşı savaş verdi. Biz, 1 ağaç az ölsün diye Şahin Akdemir Kardeşimizi yitirdik! Şimdi soruyorum; ‘1 ağaç az ölsün’ diye ölenlerin karşısına 65 bin ağacı katlederek çıkmaya utanmayacak mısınız?” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Tarih: 09-08-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum