içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ
Sıradan hırsız paranızı, cüzdanınızı, bisikletinizi çalar. Politik hırsız ise geleceğinizi, hayallerinizi, bilginizi, eğitiminizi, sağlığınızı, gülümsemenizi çalar. İkisi arasındaki fark; sıradan hırsız sizi seçer, siyasi hırsızı ise siz seçersiniz.
Voltaire
.
14 Mayıs sabahı oy kullanacağım okula giderken gördüğüm heyecanlı kalabalık, son günlerdeki umudumu da iyice artırmıştı. Seçimin ilk saatlerinde sandık başlarındaki insan kuyruğu, bu seçimin milletçe ümit ve heyecanla beklendiğinin işaretiydi. “Evet, bu kez değişim yaşanacak!”. Çoğunluğun dilinde bu sözler vardı ya da biz öyle sanıyorduk.
Ne oldu da böyle oldu? Bu kadar olumsuzluklara, depremlere, can kayıplarına, kadın cinayetlerine, sanata ve düşünceye karşı bakışa, çarşı pazardaki pahalılığa, tarımdaki çöküşe rağmen nasıl oldu?
Aydın, demokratik, laik kesim, kendi çevresinde hep aynı düşüncedeki insanlarla paylaşım yaptıkça, çoğunluğun kendisi gibi düşündüğü yanılgısına kapıldı, ben dahil. Ama bir de Türkiye gerçeği var. Her şeyi kadere bağlayan, dinin politik alet olarak kullanıldığını farketmeyen, toplumun yarısını oluşturan bir kesim var. Özellikle deprem bölgesindeki oyların dağılımı çok şaşırtıcı. Demek ki insanlar başlarına gelenlerin kader olduğuna inanıyor ve yardımı yine iktidardan bekliyor. Milliyetçi duyguların baskın olduğu söylemleri kullanan politikacılar bile belki de bu sonucu beklemiyordu. Sonuçta, sanki iki ayrı kutupta toplanmış bir Türk toplumu var. Politikacıların ittifak yaparken toplumu iyi analiz etmeleri gerekiyor. Türk seçmeni, özellikle kararsız seçmen sandığa gidene kadar rengini belli etmiyor. En önemli adım kararsız seçmeni etkilemekse buna göre adımlar atmalılar.
Şu sırada iktidar partisi ikinci tura daha şanslı giriyor gibi görünse de, güneş her gün yeni umutlarla doğar. Nazım Hikmet’in söylediği gibi “HERHAL İLERDEDİR YAŞANACAK GÜNLERİN EN GÜZELLERİ..”
Bu yazı 1643 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum