içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

BİZİM OĞLAN!

“Benim oğlum binâ okur, döner döner bir daha okur!” ya da  “Benim oğlum binâ okur, döner döner yine okur” atasözünü mutlaka duymuşsunuzdur. Bu tekerlemeyi, bu deyimi  duymayanımız kalmamıştır. Epey eski bir deyiş! Benden çok yaşlı diyebilirim.  Peki bu söz, bu tekerleme, bu deyiş nereden geliyor. Her zaman yaptığım gibi karıştırdım bilgisayarı ve Google Amca’da şunlara rastladım.

İlk kez 26 Mart 2021 tarihi çıktı karşıma bu tarihte  Sinan Onuş, “Bina dersi” ve “Bina okumak” deyimlerine değinmiş  Pek anlayamadım. En kapsamlı tarif yine Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’ndan geliyor.

Türk Dil Kurumu, atasözünün anlamını, “çok çalışmasına karşın belli bir düzeyden öteye gidememek” olarak açıklıyor. Peki, bu atasözü nereden geliyor ve “çok çalışmasına karşın belli bir düzeyden öteye gidememek” haline nasıl dönüşüyor?

Mehmet Dürdali Karasan’ın “Paşam Nereye Kadar Çekileceğiz” isimli Birinci Dünya Savaşı hatıratında şu bilgiler yer alıyor:

“Medresede okuyacağımız ilk kitap Nasara kitabı idi. Çok kısa bir zamanda Nasara’yı ikmal ettim. Bu kitap bana hiç mesabesinde bir ders gibi geliyordu. Bu safha sona erdikten sonra Binâ’ya geçtim. Binâ, Arapça öğrenmek için Nasara’dan sonra gelen ikinci kitaptı. Binâ’yı da çok kısa zamanda ikmal ettim. Maksûd’a yani üçüncü Arapça kitaba başlayacaktım.”

Karasan’ın kitabının editörünün notlarında ise şu açıklamalar yer alıyor:

“Osmanlı medreselerinde ve Arapça öğretiminde ilk okutulan ve ezberletilen kitap, el-Emsile idi. Kitapta, ‘nasara’ fiilinin kökünden doğan fiil ve isimlerin çekim örnekleri yer alırdı. Yazarı bilinmeyen Binâu’l-Ef’al kitabında Arapça fiiller mastarlarıyla birlikte verilirdi. ‘Benim oğlum binâ okur döner döner yine okur’ deyişi de buradan gelmektedir. Yazarı bilinmeyen el-Maksûd kitabında sarf ilminin önemine işaret edilir, yine Binâ’daki gibi fiiller tekrarlanır ve kaidelerinden bahsedilirdi.”

*****

Bu açıklamaları Arapça dilini bilmediğim için pek anlamadım. Anlayanı tebrik ediyorum. Ne olursa olsun, “Bir Dil, Bir İnsan” düsturuna inanırım. Çünkü dil bilenlerin öteki insanlarla anlaşması çok daha kolaydır.

Zevkle okuduğum Sözcü gazetesinden Rahmi Turan da 17 Şubat 2016’da kaleme aldığı köşe yazısında “Benim oğlum binâ okur döner döner yine okur” sözü için şu bilgiyi veriyor: “Binâ, Arapça dilbilgisinde fiillerin çatılarını, Emsile de fiil çekimi ve örneklerini içerirdi. Bu ders, medreseye yeni başlayan çocuklar için çok zordu. ‘Binâ’ dersinde başarılı olanlar bir üst aşamalara geçirilirdi. Ancak o aşamalarda hata yapan öğrenciler geri çevrilip yeniden ‘Binâ’ okumaya mecbur edilirdi.”

****

Pekiştirmek için bir kez daha okulayım: “Bina” dersinde başarılı olanlar üst aşamalara geçirilirdi. Ancak o aşamalarda hatalar yapan öğrenciler geri çevrilip yeniden “Bina” okumaya mecbur edilirdi. Bu durumdan yola çıkılarak zamanla halk arasında “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” sözü “deyim” haline gelmiştir.

Bu açıklamalardan şunu anlıyorum. Bir işte başarılı olamıyorsan yeniden başa dönüyorsun!

Bu Atalar sözünü, bu deyişi günümüz yöneticilerine, yani “Bizim Oğlan”lara uygularsak, onlar için kullanırsak iyi etmez miyiz?

Ne dersiniz?

 

Bugünlük de bu kadar!

Hoşçakalın! Sağlıcakla Kalın!

Datça Havadis’siz Kalmayın!

 

Bu yazı 2637 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum