Aydın Erdoğan

  MALABADİ KÖPRÜSÜNDE FARUK SÜKAN’IN YOLUNU KESTİLER

Aydın Erdoğan

Diyarbakır’ın dört İl Başkanı hava alanından doğruca Siirt’e gitmekte olan Faruk SÜKAN’IN yolunu Malabadi köprüsünde KESİYORLAR.

Bu dört partili İl Başkanları, “Bismil Kaymakamı Aydın Erdoğan OCAĞIMIZA İNCİR dikecek. Lütfen görev yerini değiştirin. Dört il başkanı arasında, yüzde 53 oy alarak iktidara gelenler de var. Eski CHP Devlet Bakanı VEFİK PİRİNÇÇİOĞLU ailesi de vardı.

Kaymakam  ne  yaptı?  

Ziraat Bankası kredisini kullanarak, Kaymakam başkanlığında dağıtılan tohumluk buğday Güney Doğunun en önemli sorunlarından biridir. Tohumluk buğday almak için herkes olağanüstü gayret sarf eder.

 Bedeller  nasıl  ödenir?

Kuraklık sürdüğü müddetçe, tarla sahipleri (ağalar) tohumluk buğdayı almaya devam ederler. Birinci sene bankaya borcunu ödemeyen çiftçilerin borçları maliyeye devreder. Maliye alacağını tahsil edemez. Bu parayı ödediğimiz vergilerden karşılarız! Bütün borçlulara,

  Kaymakam  ne  yaptı? 

Bütün borçlulara, mahsul tarlada iken ihtiyati haciz koydu. Dört siyasi partinin ATEŞİ bu yüzden çıkıyordu!

Şark hizmetimin bitmesine aylar kala, Ağrı İli Diyadin ilçesine (Cüzzam Diyarına) tayinim çıkıyordu. Dört parti İl Başkanlarının istekleri karşılanıyordu.

Kapitalizm, ağa ve Şıhlık düzeni insanı sömürmek üzerine kurulmuştu.

Menfaat karşısında, 4 parti, idealleri ayrı olmalarına rağmen nasıl da birleşmişlerdi!.. Malabadi köprüsü bana bu çağrışımları hatırlatır.

“BALTA  GÜMÜŞ  SAPLI  OLSUN” 

Bu bir deyimdir. Başımı kesecekseniz Baltanın gümüş saplı olmasına dikkat edin anlamına gelir.

Bu nedenle, İçişleri Bakanlığı ZAT İşleri genel Müdürü Metin Dirimtekin’i aradım. “Beni 3 lü kararname ile tayin ettiniz. Görevden alırken de üçlü kararname istiyorum. Yoksa Danıştay’a giderim” dedim.

19 gün sonra 3 lü kararname çıkmıştı. Vali dahil, bütün üst yönetim gitmemi istiyordu. Yani balta gümüş saplı olmuştu. Ama özel kurye ile tayini tebliğ ettiler. Bu defa bir başka bahane uydurdum” Sayıştay vizesi gelmedi” dedim. Bu defa araya Vali Ali Rıza Yaradanakul  girmişti. Gitmem için olmadık şeylere başvuruyordu. Harcırahımı bile paran yoksa ben vereyim demeye kadar vardı. Halbuki Valinin arkamda durması gerekiyordu. Yol parası için teybi sattım. Yola çıktım. Arkadaşım Necip BAŞAK (Kürt şairiydi) şöyle demişti. “SEN İYİ İNSANSIN, İNEKLER DE İYİDİR. Eti, derisi, sütü var… Buradan (Bismil’den) İKİ teneke altınla gidemediğin için SEN BİR ineksin”