içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Torba yasa gibi yazı!..

Torba yazı da nerden çıktı diyeceksiniz. Haklısınız; birbirleriyle ilgisi olmayan kanun maddeleri bir araya getirilip torba yasa diye meclis gündemine getirilirse;  torba da yazı onun gibi olur… Torba yazıyı yazarsınız da torba yasaya oy vermek öyle kolay değildir; Torba yasa gündeme gelince yüksek maaşlı milletvekilleri birbirinden ilgisiz kanun maddelerini tek tek inceleyecek, Anayasa’ya uygun olup olmadığını araştıracak; diğer maddelerle bağlantısı olup olmadığını inceleyecek ve sonra ya parmak kaldıracak veya indirecek. Kısacası kolay değil, zordan da öte…

İşin kolayına giderek; torba yazımı kaynayan kazan CHP ile başlamak istiyorum. Bir ay önceki yazımda bundan böyle siyasi yazı yazmayacağım, gündemi artık izlemeyeceği moralim bozuk olduğundan söylemiştim. Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım sözümü tutmaya çalışıyorum. Ancak bu yazdığım siyasi yazı değil, yalnızca gözlem…

Türkiye’nin kader seçimi sonrasında CHP’de beklenmedik şekilde sular ısındı Bazıları değişim isterken Kılıçdaroğlu başta olmak üzere partinin siyaseti meslek edinmiş dinozorları buna yanaşmıyor.  Partinin üst yönetimi değişim için erken, kongreyi yerel seçimler sonrasına bırakma eğilimde. Kısacası her şey muallâkta… Televizyonlara bakıyorum çok sayıda konuşmacı havanda su döver gibi değişim, erken kongrenin olup olamayacağını tartışıyor.

İnsan elinde olmadan düşünüyor; CHP iyi ki bu kader seçimini kaybetmiş. Ola ki kazanmış olsaydı; anlaşılan kendi içerisinde ve ittifaktakilerle epey sorunlar yaşayacakmış… Bazı il başkanlarını görevden alınması ise demokrasiyle bağdaşmıyor. Bunu CHP yaparsa demokrasiye ne kadar bağlıymış gibi insanı düşündürüyor. CHP’de gelişen olaylardan sanırım AKP ve MHP kanadı memnun olmalı…

Televizyon kanallarını karıştırıyorum; kanallardan biri canlı yayın yapıyor. Hayrola diyorum; Galatasaray’ın yeni transferi Zaha’yı İstanbul’a getiren uçak havaalanına inmek üzereymiş!. Havaalanı dışında yığınla taraftar bayraklarla onu karşılamaya gelmişler. Polis bariyerlerinin ardında tezahürat yapıyorlar. Oysa bizler bu sahneyi çok önceleri de görmüştük.  Transfer edilen ünlü futbolcular gece yarıları hep böyle karşılanır, hiçbir yerde görmediği bu tezahürat karşısında şaşırır kalır. Belki de ben neymişim diye düşünmüş olabilirler. Ancak bekleneni veremeyince; sessiz sedasız çıkıp giderken yüklü miktarda euroları, dolarları da götürürler…

Futbolumuzun hazin görüntüsü…

Türkiye’nin hazin gerçeklerinden birisi de emeklilerin durumu: Yanılmıyorsam ülkemizde çeşitli kademelerde 16 milyon emekli yaşıyormuş. Çoğunun zam yağmuru altında inim inim inliyor, ne yapacaklarını  şaşırmış durumdalarmış.. Hiç olmazsa  seyyanen  zam istiyorlarmış… Sanki dertlerine deva olacakmış gibi…

Deva deyince aklıma geldi; CHP şemsiyesi altında milletvekilleri çıkaran bu parti ile Gelecek Partisinin sesi soluğu çıkmıyor.

Bir zamanlar Turgut Özal benim memurum işini bilir demişti. Acaba şimdi de bizim işini bilen emeklilerimiz var diyen çıkar mı? bilemeyiz. 

Bu arada medyaya bakıyorum; Türkiye Cumhuriyetinin dönüm noktası veya tapu senedi olan Lozan’ın yüzüncü yıldönümüne… Nedense medyada pek az değinilmiş… İşin garibi resmi tören bile yapılmamış… Yıllar yılı Lozan’ın gizli maddelerinden bazı tarihçi geçinenler söz etmişlerdi. Bir baktık; yüzüncü yılda açıklanacağı söylenen gizli madde  diye bir şey yokmuş Yalnızca uyutulan insanlar varmış!..

Bu arada üniversite ve orta öğrenime giriş sınavları yapılmış, bu yılda sıfır çekenler çoğunluktaymış…

Sorunlar, dertler, uyarılar, hiciv gibi olaylar öylesine çok ki; benim torba yazım çuval yazıya dönüşecek. Öyle olunca da şimdilik torba yazımın ağzını bağlayayım.

 

Bu yazı 3170 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum