içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Datça’da elektrik ve su rezaleti!..

 

Son yıllarda Bodrum ile Marmaris’in yanı sıra tatilcilerin ve yazlıkçıların tercih ettikleri Datça’da günlerdir elektrik ve su rezaleti yaşanıyor. Bu satırların yazdığım sırada da sorun çözümlenmiş değil…

Soruna rezalet denmesinde ne kadar haklı olunduğu da ortada…

Toplumun duygularını yaralayan, utanç veren, hoş karşılanmayan olaylara rezalet denir. Rezalet sözcüğü bile az kalır; kepazelik…

Datça’da insanlar, işletmeler büyük zarar gördüler. Günler boyunca elektrik ve sular kesilince soğutuculardaki yiyecekler çözüldü, yenmeyecek duruma geldi ve hepsi çöpe atıldı. Belediyenin çöplerinin toplandığı yerlerdeki yığınlar oluştu.

Datça’ya yerleşen ve günlüğüne astronomik fiyatlar vererek gelen yazlıkçıların bu hizmet çöküşünden suçları ne?

Sıcaklığın 40 derecenin üzerinde olduğu gece ve gündüzlerde elektriksiz ve susuz kalmanın sorumlusu kim?

Bu rezaletin sorumlusu halkın en doğal haklarını korumaktan aciz yöneticiler mi yoksa özel elektrik kurumu AYDEM mi?

Özelleştirme adına devletin yapması gereken görevi özel şirketlere veren devlettir. Eskiden elektrik, su gibi kurumlar devletin yönetimimdeyken halkın yararına çalışırlardı. Özelleştirme yapılınca halkın menfaatlerinin yerine şirketlerin kazancı öne çıktı. Alt yapıyı düzenlemek, gereken araç ve gereçler almak geri plana itildi. Kısacası hizmetin yerini kazanç aldı.

Datça’da elektriklerin ve dolayısıyla sular kesilmeye başlandığında; ne olup bittiğini anlamak için AYDEM’i, Belediye’yi arayanlara telefonlar açılmıyor, yanıt verilmeye tenezzül bile edilmiyor. Sözcüğün tam anlamıyla suçluluk kompleksi…

Neden sonra lütfettiler; maillere ekiplerimiz çalışıyor sorun çözülecek gibi basmakalıp özür dileyen sözler yansıdı.

Bu günlerde Datça’da yaşananlar beceriksizliğin, ilkelliğin veya kazancın hizmetin önüne geçmesinden başka bir şey değildir.

Önceki yazılarımda da çoğu kez değindiğim gibi betonlaşan, kazanç kapısına dönen Datça’da inşaat ruhsatları verilirken alt yapı bunları kaldırıp kaldıramayacağı dikkate alınmadı.  Uygar ülkelerde yerleşim yapılırken önce alt yapı hazırlanır, yapılanma sonra gelir. Datça’da boş yer kalmamacına inşaatlar sürerken elektrik ve suların yetip yetmeyeceği düşünülmedi. Fizibilite raporlarının yapılmış olduğunu da hiç sanmıyorum. Böylesine yoğun yapılanmayı enerji karşılamadı, trafolar patladı halk bu sıcak günlerde perişan oldu. Sonra çık ortaya özür dileyerek sıyrıl işin içinden…

Ne kolay değil mi?

Bozulan yığınlar halindeki yiyeceklerin, elektriğin bir gelip bir gitmesinden bozulan aletlerin hesabını üç satırlık özrünüz karşılayacak mı?

Rezaletin yanı sıra bir de ilkellik var. XXI. Yüzyıl Datça’sında aşırı yüklenen trafolar fanlarla soğutulmaya çalışılması basında ve sosyal medyada yer aldı. Datçalılar ve tatilciler alt yapısı çöken AYDEM’in önünde protesto gösterileri yaptılar ve televizyonlarda iş bilmezlik gözler önüne serildi.

Traji- komik olaylar ama fatura perişan olan insanlara çıkıyor. Yazlıkçıların, tatilcilerin gelmesini bekleyen esnaf ise kan ağlıyor. Marketlerdeki yiyeceklerin çözülüp sonra tekrar dondurulduğu konusunda da kimsenin bilgisi yok. Önümüzdeki günlerde ishal başta olmak üzere mide rahatsızlıkları çıkarsa o zaman anlaşılacak…

Ama bu halkın zamanı gelince söyleyeceği çok şey var. Büyük olasılıkla sıkıntı içerisindeki Datçalılar yerel seçimlerde sözlerini söyleyecekler diye düşünüyorum. Onun için üzüntülerinizi göstermelik paylaşmayın.

 

Bu yazı 2875 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum