içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Datçalı Bir Sanat Tarihçisi Aslı Karadağlı’nın anlatımıyla, Knidos Afrodit’in Peşinden Batıya tarihi bir yolculuk.

Datça ‘da Hızırşah Kültür Evinde düzenlenen sanat etkinliklerinden Türk Sanat Müziği Kadınlar Topluluğu konserinden sonra, geçtiğimiz günlerde Sanat tarihçi Aslı Karadağlı’nın ‘Knidoslu Afrodit Işığında Sanat Tarihinde Güzellik ve kadın Algısı’ konulu bir sunumu için kültür merkezindeydik.

Datçalı Bir Sanat Tarihçisi  Aslı Karadağlı’nın anlatımıyla, Knidos Afrodit’in Peşinden Batıya tarihi bir yolculuk.
Haberi Sesli Dinle

Datça Havadis: (Adil Çulhaoğlu)

Kendisi de  Datça’lı  olan Aslı  Karadağlı, Ege üniversitesi Sanat Tarihi bölümünü bitirmiş. Tarih boyunca  Güzelliğin simgesi olarak kabul edilmiş ,eskinin Knidos, günümüzün  Datça’lısı Afrodit’in  sanat dünyasına yolculuğunu anlatmaya başladığında farklı bir  bir duygu yayıldı salona. Datçalı bir sanat Tarihçiden ,Datçalı Afrodit’i ve sanat dünyasındaki yansımalarını dinliyorduk. Ekrana yansıyan fotoğraflarda Afrodit’in yüzyıllar sonra Venüs’ dönüştüğünün hikayesiydi gördüğümüz. Praksitelles’in heykeli, ünlü ressamlar güzellik ve kadın konusunda konu olmaya devam etmiş.

Aslı Karadağlı’nun sunumunda , ‘Praksiteles’in eseri Knidoslu Afrodit dönemin sosyal yaşantısı ve toplumun kadına bakış açısına göre çıplak ve sıradan bir şekilde betimlenen tanrıça adeta devrim niteliğinde bir eserdir. Knidoslu Afrodit’in kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinir fakat gerçekte hangi hikâyenin Praksiteles’e ilham olduğu, heykelin nerede yapıldığı, Knidos’a nasıl geldiği ya da Knidos’tan nasıl gittiği, nasıl kaybolduğu ve bugün nerede olduğu tamamen gizemdir. Ve tüm bu gizemlere rağmen Batı sanatı tarihi boyunca en fazla kopya edilen sanat eserlerinden birisi olmuştur’ diyerek Güzellik tanrıçasının gizeminin devam ettiğine vurgu yapıyordu.

Heykeltraşın  sahilde denize girenler arasında  çıplak denize giren tek kadın oluşundan etkilenerek, gördüğü kadının heykelini yapmış olduğunun anlatıldığı hikaye aklıma geliyordu. Aslı hanım gizemden bahsedince, başka hikayelerin de var olabileceğini öğrenmek beni meraklandırdı.

Sanat tarihçi Karadağlı ‘nın  konuşmasından, not alabildiklerim arasında, dikkatimi ‘ Batı resim sanatı tarihinde, Rönesans’ta Afrodit betimlemesinin en erken örneklerinden birisi Sandro Boticelli’nin Venüs’ün Doğuşu isimli tablosudur. Bundan sonraki süreçte yaklaşık, 15. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasında yapılan Venüs betimlemeleri farklı stil ve tarzlar ile de olsa aslında hep Praksiteles’in M.Ö. 4. yüzyılda yaptığı heykel ile çok benzerlik taşımaktadır’ şeklindeki sözleri oluyordu. Bu değerlendirme, bana sanat tarihçilerinin Afrodite konusunda işlerinin çok olacağını düşündürttü.

Sunum bittiğinde, kısa bir sohbet yapabildiğimi, Aslı Karadağlı’nın ‘Knidoslu Afrodit Işığında Sanat Tarihinde Güzellik ve Kadın Algısı’ konusunu bir makale olarak yayınlamayı düşündüğünü öğreniyorum.

Tarih: 12-12-2023

FACEBOOK YORUM
Yorum