içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Bu garabeti kimse görmüyor mu?

Kızılbük 37 yılda bu hale nasıl geldi? Her şey Özal’ın 1980’lerde 150 dönümlük orman arazisini Hattat Holding’e tahsisiyle başladı. Hattatlar görülmemiş emsalde imar izniyle 1986’da Kızılbük’te 440 odalı bir otel inşaatına başladı ama bitiremedi. Zor duruma düşünce otel 2009’da Sinpaş’a geçti, 440 odalı otel dev bir ‘uydu kent’e dönüştü

Bu garabeti kimse görmüyor mu?
Haberi Sesli Dinle

Marmaris Limanı’nın tam çıkışındaki Kızılbük’te yıllardır süren bir inşaat var. 1407 konut (devre mülk), yaklaşık 70 bin satılık devre, 205 odalı bir otel, Aqua Park, Wellness-Kaplıca Park, Ladies Beach (kadınlar plajı), Activitiy Beach (Su sporları merkezi), Adventure Park (macera alanı), bir iddiaya göre 260 villa ve tabii ki olmazsa olmaz bir AVM gibi ünitelerden oluşan Sinpaş Kızılbük Thermal Wellness Resort Projesi. Tamamlandığında küçük bir alanda neredeyse az ötesindeki İçmeler Mahallesi kadar bir nüfus ve hayli yoğun bir yaşam oluşturacak bir proje…
Türkiye kıyılarında bu kadar çok protesto ve bu kadar fazla sayıda dava konusu olmuş bir inşaat da herhalde görülmemiştir. Ama ne hikmetse, Çevre Bakanlığı, Muğla Valiliği bu girişime her kapıyı açıyor; Marmaris Belediyesi açılan her dava daha bitmeden yeni bir ruhsat veriyor.  Ve inşaat tüm hızıyla sürüyor.
Kızılbük projesi hakkındaki mahkemeler, suç duyuruları, ÇED dosyaları vb. hukuk öyküleri koca bir kitap, akademide ders konusu olur. Ama bu inşaat tamamlanıp bir de tesis, daha doğrusu bu uydu kent faaliyete geçerse, olan Marmaris’e olacak.

Birinci soru şu: Kimse bunu görmüyor mu?
Herhalde Marmaris’in kara turizmi sektörü, özellikle İçmeler’deki otelciler bunu gayet iyi görüyorlar. Ama sesleri pek duyulmuyor. Deniz turizmi sektörü, yani charter’cılar, yat bakım ve yedek parça esnafı, kiralık yat esnafı, gulet sahipleri, yat profesyonelleri, kaptanlar, deniz aşçıları, miçolar, çımacılar… Bu ekip bu olayları kara turizminden çok daha iyi görüyor, hele ki bu projenin denizi nasıl etkileyeceğini çok iyi biliyor. Ama onların da sesi hiç duyulmuyor. Çünkü gelecek yıl tam bir soru işareti olsa da, özellikle bu yıl kazançları çok iyi, kendilerini işlerine vermiş durumdalar…
Peki kim konuşuyor: Marmaris Kent Konseyi. Sayıları çok az Marmaris sevdalısı. Yıllardır, yağmur-çamur, sıcak-güneş, 4 mevsim mücadele ediyorlar.

İkincisi, anlıyoruz ki, Çevre Bakanlığı ve mülki idare, yani Muğla Valiliği bu projenin Türkiye için büyük bir katma değer olduğuna inanmış; önlerine gelen her dilekçeye ‘olur’ vermişler.

Anlaşılamayan nokta ise şu: CHP’li Marmaris Belediyesi nasıl olmuş da milli park içindeki bu proje için önüne gelen her dilekçeyi, projeyi onaylayıvermiş?
Dile kolay… Son dönem Marmaris Belediye Başkanı, Kızılbük projesine 55 yeni inşaat ruhsatı vermiş. Proje 1987 yılında ilk yapı ruhsatını aldığında 46 bin metrekare. Bu 55 yeni ruhsat ile birkaç yıl içinde 205 bin metrekare büyüklüğe ulaşmış.   

Rakamlar, sorular, sorunlar…
Kızılbük projesinin bir doğa felaketi ve mavi kıyılarımızda büyük bir görsel kirlilik olmanın ötesinde sorunları var.  Satın alanlar-para yatıranlar ve Marmarisliler açısından su konusunda birkaç örnek verelim…

1- Satın alanlar: Bir doğa ve deniz hayali

Farklı dönemlerdeki proje planlarına göre 1200 ya da 1400 adet devre mülk var. Ortalama 1300 x 52 hafta toplam 67 bin 600 devre eder. Sinpaş devrelerin yüzde 70’inin satılacağını, yüzde 30’unun şirket (Kızılbük GYO) tarafından işletileceğini söylüyor. Devre mülklerin büyüklükleri 40-230 metrekare arasında değişiyor. Piyasa fiyatı örnekleri şöyle: Brüt 90, net 50 metrekare bir dairenin ağustos ayındaki devresi için 1.800.000 TL, ocak ayı devresi için 700.000 TL talep eden var.
Hedef kitle yeni muhafazakâr ve varlıklı kesim. 1 Nisan 2024 itibarıyla 26 bin 919 devre satılmış durumda. Yani pazarlama ve satış performansı fena değil. Ama sorunlar da var.

Projede kocaman bir Ladies Beach bile düşünülmüş ama… Satarken ilk müşterilere 1. Etap maketi gösterilmiş, 2 yıl sonra arazinin arka sıralarına 13 koca blokluk 2. Etap eklenmiş. Yani vaat edilen cennetteki nüfus 2 kat artıvermiş.
2- Marmarisliler: Su ve Atık Su

Proje sahasında özellikle yaz aylarında en aşağı 6 bin kişilik bir ek nüfustan bahsediliyor. 2 şeritli milli park yolundaki trafik yükü, yaz aylarında Marmaris’e yetmeyen elektrik altyapısı gibi bugüne dek hiç hesaba katılmamış konuları bir yana bırakıyorum. Bu nüfusa nereden su temin edilecek belli değil. Bu nüfusun kanalizasyon atığı nereye gidecek o da henüz belli değil.

Muğla Büyükşehir, ‘Biz su temin edemeyiz, atık suyu da kanalizasyona bağlayamayız’ diyor. Sinpaş’ın proje tanıtım dosyasında ise mealen ‘Eğer büyükşehir suyumuzu vermezse deniz suyundan arıtma yaparız. Atığımızı almazsa, biz de arıtır denize deşarj ederiz’ deniyor.

6 bin kişilik bir yerleşkenin arka bahçesindeki atık arıtma tesisini hayal edemiyorum. ‘Wellness resort kokusu’ bu olabilir mi?

Başka dertler de var… Dosyada günlük kişi başı 250 litre atık hesabı yapılıyor, çevre mühendisleri ise ‘Bir işletme (otel-devre mülk) için bu hesap 300-500 litre olarak yapılmalıdır’ diyor. Dolayısıyla Sinpaş günlük 1500 metreküp üzerinden hesap yapıyor; çevre mühendisleri ise günlük 3000 metreküp su ve sıvı atık hesabı yapıyor.

3000 metreküp su temin etmek için kabaca bunun iki katı deniz suyunu işlemden geçiriyor ve tuz yoğunluğu (kimyasal kirlilik yükü) iki kat artmış 3000 metreküp suyu tekrar denize iade ediyorsunuz.

Eğer MUSKİ kanalizasyon sistemine entegrasyonu kabul etmeyecekse… Bir de bu deşarja, iyi ihtimalle biyolojik arıtmadan gelen sıvı atığı ekleyin. Bu, deniz ekosistemi için çok ciddi bir kimyasal yük demektir. Ve bunların analizi hala yapılmış değil.

2010 yılında Sıtkı Koçman Üniversitesi Marmaris Limanı’nda bir kirlilik araştırması yapmıştı. Bu araştırmanın yan çıktılarından biri de limandaki akıntı. Araştırmanın partneri Marmaris Çevre Derneği’ne sordum: “Sabahtan gece 23.00’e kadar batı kıyıdan kuzeye doğru, yani Kızılbük’ten İçmeler ve kent merkezine doğru dip su akıntısı saptandı” yanıtını verdiler.

Eee, hayırlı olsun Marmaris…
Haydi, tehlikeli bir konuya daha girelim: Vatandaşın girişimci projeleri… Yani, Acar Ünlü, Ahmet Aras ve diğer başkanlar, mavi kıyılarımızdaki tamamen kaçak binlerce villa, ev, gecekondu, tiny house konusunda ne yapacaklar?

Bu dev projeler devam ettikçe, o kaçak yapılar el sürülmeden kaldıkça Marmaris, Muğla (Bodrum, Datça, Fethiye) elden gidecek!

Evet, mavi kıyılarımızda top, yerel yönetimin yeni başkanlarında… 

Kaynak: gazeteoksijen.com/yazarlar/ali-boratav/

Tarih: 12-04-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum