içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

“Symposium Knidia” Datça'da gerçekleşti

“Symposium Knidia” Datça'da gerçekleşti

“Symposium Knidia” Datça'da gerçekleşti
Haberi Sesli Dinle

09.03.2024 tarihinde Datça Hızırşah Kültür Evi’nde Symposia Dadia Projesi’nin ilk faaliyeti “Symposium Knidia” gerçekleşti. Proje, Knidos ve Datça’da, başta kadın olmak üzere görünmeyen değerleri görünür kılmayı hedefliyor. “Knidia” konulu bu oturumda ise Knidos kazı tarihçesi ve son dönem buluntuları ile bunların günümüze yansımaları odak alındı. 

Symposium Knidia’nın açılışını Proje koordinatörü Deniz Kırımsoy Denge yaptı. Heykeltıraş Elbruz Denge’nin “Revisibility: Datça Aphrodite” adlı Projesinin bir alt çalışması olan Symposia Dadia projesini kısaca anlatan Kırımsoy Denge’nin  doğal ve etkileyici sunumu dikkat çekti “Görünmeyen değerler” ifadesini açan Kırımsoy Denge, “Görmek için göz ve ışık gerekir diye düşünüyoruz. Aslında önemli olan ilgi duymak ve istemek. Işık da göz de elzem koşullar değiller. İnsan; kulak, burun, el ve ağız ile bile görebilir. Çünkü “görmek”, aslında anlam yükleme ve anlamaktan ibarettir” dedi. Heykeltıraş Elbruz Denge’nin, yeniden yapmaya başladığı Knidos Afroditi heykeli sürecinde Knidos, Datça, kadın ve aşk temalarına saplandığını, görünmeyen değerlerle karşılaştığını ifade eden Kırımsoy, bunların yeniden gündeme getirmeyi arzuladıklarını ifade ediyor. Knidos kazı ve araştırmaları ne kadar görünüyor? Bunların günümüze etkileri ve sonuçların ne kadar görünüyor? “kadın” hakkında belki çok konuşuyoruz ama hakikaten görüyor muyuz? Peki ya aşk? Datça’nın görünen değerleri rakı, balık, salyangoz, kum, deniz ve güneşten mi ibarettir? 

Symposia Knidia Datça Flüt Topluluğunun, Knidia için hazırladıkları özel bir yan flüt konseri ile başladı. Flüt öğretmeni olarak önemli bir sanat deneyimi olan Yeşim Tezgören’le tesadüfen karşılaşan “flüt çalma hayali ile yaşamış” kadınlardan oluşan Topluluk’un her bir üyesinin kendine özgü etkileyici hikayesi var. Böylelikle Knidia, konuşmalardan önce bir arınma ve “kulakla görme” adımıyla başlatılmış oldu. 16. ve 18. yüzyıl klasik eserlerinden bir program hazırlayan Datça Flüt Topluluğu, çeşitli düet ve trio dinletilerde bulundular. 

Konuşmacı olarak ilk önce Knidos Kazı ve Araştırmaları Başkanı Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı söz aldı. Knidos’a olan tarihsel ilginin 12-13. yüzyıllarda başladığını söyleyerek Knidos Kazı tarihçesini aktardı. O zamandan bu yana ziyaret, keşif ve maalesef eserlerin başka ülkelere götürülmesine dair çeşitli olaylara değinen Prof. Dr. Doksanaltı, Kazı ekibi olarak son dönem buluntularına, bu buluntuların  hem kişisel hayatlarında hem de araştırma hayatlarında nasıl değişikliklere sebep olduğuna da değinerek dinleyicilere bilgi dolu, eğlenceli anlar yaşattı. İkinci konulmacı ise, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güray Ünver oldu. Sayın Ünver, çoğu Muğla İlindeki antik kentlerde olmak üzere pek çok kazı ekibinde olduğu gibi Knidos Kazı ekibinde de yazıtbilimci (epigraf) olarak görev yapıyor. Karya bölgesi özel araştırma alanı. Knidos’un ise, kazı ekibi üyesi olarak yer aldığı 2012’den bu yana Güray Ünver için ayrı bir yeri var. Bulduğu, araştırma yaptığı, değerlendirdiği yazıtlar aracılığıyla Knidos’un toplumsal yapısı, inanç dünyası ve daha da önemlisi kadınları ile ilgili derin bir bilgi ve deneyime sahip. Burada, genellikle Apollon ve Aphrodite’nin gücünün ön planda olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ünver Knidos’ta görünmeyen çok önemli bir değer olarak “Damater ve Kore”yi (Demeter ve Persephone’nin Knidoslulara göre adları) öne çıkardı. Knidos’ta Demeter, ana Tanrıça gibi görülmüş. Diğer tanrı ve tanrıçalar, onun “yanında yer alırmış”. Bu bilgilerin kaynağı, yine son dönem buluntularından kurşun “lanetleme tabletleri”. O dönemlerde herhangi bir şekilde dolandırılan, aldatılani haksızlığa uğradığını düşünen kadınlar, Demeter’e bir kurşun levha bırakarak bu haksızlığı düzeltmesini istermiş. İlgili levhalardan bazılarını dinleyicilerle paylaşan Ünver, dinleyicilerin yeri geldikçe şaşırmasına, yeri geldikçe eğlenmesine yol açtı. 

Konuşmalar, Datça Flüt Topluluğu Üyesi Yeşim Tezgören’in  2200 yaşında olduğu tespit edilen en eski kayıtlı müzik parçasını flütüyle ezgilendirmesi ile son buldu. Seikilos Taşı olarak bilinen buluntuya kazılı bu müzik parçası bir nevi ağıt. Seikilos tarafından, bir ölüm sebebiyle yaptırılmış: 

Yaşadığın sürece parla
Tasayı at bir kenara
Yaşam ancak kısa süreliğine var
Ve bu sürenin de bir sonu var. 

Taş, 19 yy sonlarına doğru Aydın’daki tren yolu inşaatı sırasında bulunmuş, uzun yolculuklar, elden ele geçmeler sonunda bugün Danimarka Milli Müzesinde sergilenmekte. 

“Symposium Knidia” bu kadarla da kalmadı. Konuşmaların yapıldığı bölüme oturum ya da sempozyum adı veren Proje Koordinatörü Deniz Kırımsoy Denge, asıl “symposium” için tüm konuklarını, bitişikteki Özemek İpek Atölye’sine davet etti. Murat Erdönmez’in araştırma, tarama ve deneme süreçlerinden sonra Akdeniz, Datça, Osmanlı tatlarından oluşturduğu kanapeler, şerbetler ve Giray Erkan’ın yıllar boyu edindiği değerli araştırma ve deneyimlerle çoğunluğu yerel üzümden geliştirilen şaraplar eşliğinde sunumları yapıldı. Mutfak ve yiyecek işlerine ise Kazım Yılmaz Yüksekokulu Aşçılık Bölümü öğrencileri gönüllü olarak destek oldular. Deniz Kırımsoy Denge, bu tür etkinliklerin ayrıca yerel ekonomide nitelikli turizme ve yenilikçi fikirlere sebep olmasını umduğunu belirtiyor. 

Konukların hepsi, symposiumdan çok memnun kaldıklarını, bu tür etkinliklerin Datça için çok değerli olduğunu, bir sonraki symposium’u merakla beklediklerini ifade ettiler. Bir sonraki symposiumların tam tarihi bilinmemekle beraber Nisan ve Mayıs aylarının ilk yarısında gerçekleşmeleri öngörülüyor. Ancak konular belli: Nisan ayında “Symposium Aphrodite” adı altında kadın teması işlenecek, sonuncusunda ise “Aphrodite Knidia” adı altında Knidos’ta geç klasik dönem ve heykel teması, Praxiteles ve hayatı, Knidos Afroditi heykelinin günümüz sanatına etkisi gibi konular ele alınacak. 

Tarih: 13-03-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum