Randevu..
Geçtiğimiz günlerde Datça’da tatilde bir tahlil yaptırmak için Aile Hekimliği’ne gidip, misafir olduğum için randevu alıp Hastanede tahlil yaptırabileceğim söylenince, Randevu yaşamımızdaki yeri aklıma geldi.

Datça Havadis: (Adil Çulhaoğlu)
Kadirli’de eskinin arzuhalcilerinin vitrinlerinde, dilekçe yazılır, her türlü resmi dairelerin randevusu alınır tabelalarını hatırladım. Eskinin sihirli heyecan veren, randevu sözcüğünün, günümüzde sıkıntı veren sözcüğe dönüşebildiğini hissettim.
Yıllar önce, bir arkadaş, bir dost ile buluşup, mutlu, güzel anlar geçirmek için randevulaşmak yaşamımızın vazgeçilmez, heyecan unsuruydu hep. Ankara’da verilen saatte olur, beklerdik birbirimizi. Özellikle Kızılay’da Gima Mağazası , PTT önü, Yeni Karamürsel, Ulus Meydanı ve Sümerbank önünü randevularına gelmiş heyecanla bekleyenlerin yeri oluyordu. Günümüzün cep telefonu gibi anlık haberleşme araçları olmayınca, buluşma gerçekleşmeyen randevular olsa bile, randevu heyecanı yaşanmış olunuyordu. Sabit telefonların bile çok az evde olduğu yıllarda, Mektupla randevulaştığım bir arkadaşımla buluşmaya gittiğimde verilen adresteki kafenin kapanmış olması nedeniyle , kafeyi ararken birbirimizi bulduğumuzu unutmuyorum.
Artık randevulaştıklarımıza, cep telefonu sayesinde rahatlıkla ulaşmak mümkün olduğu için buluşma yerleri bir kafe, bir park, bir restoran gibi sabit yerler oluyor. Gençliğimizde randevu alıp yakınlarımızdan kaçamak buluşmanın verdiği heyecan kalmasa bile, birbirinden randevu koparabilenlerin heyecanı hala canlı.
Günümüzde bilgisayarlı ve internetli yaşamda, randevu sözcüğü, hastaneler başta olmak üzere, banka, resmi kuruluşlarda işleri yaptırabilmek için web sitesine girmek ya da çağrı merkezleri ya da özel numaralarla ulaşılıp gün ve saat alınabilen randevu sözcüğüne dönüşmüş durumda. Hastanede muayene olmak için verilen numarayı çeşitli saatlerde arayıp ulaşamayınca, numarayı aldığım görevliye telefonun çaldığını göstererek, açan olmadığını söylediğimde kural böyle dendiğini unutmuyorum. Bana, özel bir polikliniğe gitmek düşmüştü.
Son zamanlarda özellikle hastanelerde yaşanan tartışmalar, doktorlara saldırmalar, yaralamalar, hatta doktorların hayatlarını kaybettiklerini yansıtan haberleri alıyoruz. Bizler bekleme salonunda isim yazınca doktorun odasına girebiliyoruz, Doktorlar bilgisayarda gördüğü isimi muayene ediyor. Sıkıntı sistemden randevu almakta ve sonrasında doktora ulaşmada.
Çağrı merkezlerinin aradığımızda ise, metalik ses sadece bilgi veriyor, ama birine problemimizi anlatacak sorduklarımıza cevap almak için, bilgisayarın yönlendirmesiyle bir kaç numara tuşlayıp, dakikalarca tekrar eden müziği dinleyerek, konuşan bir görevliyi beklemek zorunda kalıyoruz. Sıkıntıya düşüp kapatanımız çok oluyor.
İnsan yaşamını kolaylaştırdığı kadar, zorlaştırdığı görülen dijitalleşmenin, her alanda karşımıza çıkan randevu zorunluluğu, özellikle de kırsal kesimlerdeki insanımızın yaşamını zorlaştıran, can sıkıcı bir durum. Kadirli’de Özel bir Hastanede randevuyu veren bir görevliye yönlendirildiğimi, randevunun verildiğini hatırlıyorum. Bazı resmi kuruluşlarda olduğu gibi, bir görevlinin randevu almalarda yardımcı olmalarının sıkıntıyı hafifleteceğini düşünüyorum.
Galiba, dijitalleşme bizi insan sesine, diyalog kurmaya hasret bırakmış gibi.
Tarih: 25-08-2023