içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

NEREYE KADAR?

Geçen hafta vatandaşa anlatılan masalları konu etmiş ve bir haftalık gazete başlıklarını size aktarmıştım. Bilmiyorum bize anlatılan masalları nasıl karşılayıp nasıl dinliyorsunuz? Hâlâ kös kös mü dinliyorsunuz, yoksa söylenenlerin masal olduğunu anlayıp ona göre tavır mı alıyorsunuz?

Bence üzerimizdeki ölü toprağını silkeleyip uyanmanın vakti geldi de geçiyor.

*****

Bugün anlatacağım iki konu var. Biri “yaygın medya”dan. Diğeri ise son günlerde gazete satışlarını bile etkileyen ancak hiçbir denetime tabi olmadığı için ihtiyatla yaklaşılması gereken “Sosyal Medya”dan.

Yaygın medyadan paylaşacağım konu toplumun yarısını oluşturan kadınlarımızla ilgili. Çünkü Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından biri olan, bazı hakları, kadınlarımızın elinden alınmak isteniyor. Bu hareket önce normal okullara imamların atanmasıyla başladı. İmamların okullarda işi ne denirken, ikinci adım Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den geldi. Bakan Tekin birden bire “Kız okulları”ndan söz etmeye başladı. Başladı ama tepki de büyük oldu. Eğitimciler bakana Anayasa’yı hatırlatarak, bu ayrımın “Laik Eğitime Darbe Vuracağı”nı söylediler.

Bu arada “Kız Okulları” üzerinden başlayan ayrımcılık hastanelere uzandı ve meclisdeki ‘gerici ittifak’ın hedefinin kadınların haklarına göz diktiği ortaya çıktı. AKP listelerinden TBMM’e giren HÜDA-PAR “Kız Okulları” çıkışına destek verdi. Cumhur İttifakının bir başka ortağı olan BBP lideri Desdici: “Kadın Üniversiteleri”, “Kadın Hastaneleri” önerisini dile getirdi.

Bu arada bu söylemlere karşı çıkanlar olduğunu da söylememiz gerekiyor.

Eğitimci Prof. Dr. Üstün Dökmen, “Okullara İmam” atanmasına karşı çıkarak, “İmam ve müezzinler eğitimcilerin yapamadığı neyi yapacak?” diye sordu.

Eğitim iş Başkanı Kadem Özbay: “Bakan, ‘Kız Liseleri var ama bu yetmiyor, okul öncesine çekelim demek istiyor’ Bu bir facia” tespiti yaparken, CHP’li Nazlıaka, “Laikliğin altına dinamit koymanıza izin vermiyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Bakalım bu tartışmalar nereye kadar sürecek ve kadınlarımız bu çekişmelerin neresinde yer alacaklar.

*****

“Sosyal Medya”dan alacağım konu daha bir güncel.

Bir çok kişi “Zincir Yapalım”, “Birlik olalım”, “Hep beraber istersek dediğimizi yaparlar” diyerek, “Emekli Aylıkları”nın artırılmasını istiyorlar.

Haklı ama geç kalmış bir istek. Çünkü bazı emekli maaşlarının asgari ücretin altında kaldığı biliniyor. Ancak Suudi Arabistan’da para arayan bir ülkenin, bu isteğe olumlu bakacağını sanmıyorumn. Ekonomisi felç olan bir ülkede bu isteğe yanıt vermek de çok zor. Bu arada şu atalar sözünü de unutmayalım “Ne umarsın bacından/Bacın ölür acından!” yani..

Ayrıca bu isteğe sosyal medya üzerinden değil de bir gazeteden verilen komik bir yanıt var: Korkusuz gazetesi Kurban Bayramı günlerinde bu konuya ilişkin şu başlığı attı: “Bayramın en esprili haberi sosyal medyadan geldi: 15 bin lira bayram ikramiyemi vermedi, ben de bir daha Kılıçdaroğlu’na oy vermem!”

Yaygın basın haberi derken, yine geldik “Sosyal medya”ya!  Bakalım bu halimiz nereye kadar devam edecek?

Bu arada, “Emekli” olduğum için yapılan tüm zincirlere sorgusuz sualsiz katılacağımı da söylemek isterim.

 

Bugünlük de bu kadar!

Hoşçakalın! Sağlıcakla Kalın!

Datça Havadis’siz Kalmayın!

 

Bu yazı 1936 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum