Erdoğan Varol

Neden söz ettiğimi anladığınızı sanıyorum. Çünkü bir yıl önce ülkemizi yasa boğan, 11 ilde 53 bin 573 vatandaşımızın ölümüne sebep olan büyük yıkımdan, 65 saniye süren depremden bahsediyorum. Ve yüce Tanrı’nın bir daha böyle bir acı göstermemesini diliyorum. 
Türkiye 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremle sarsılmış ve 11 ilde 14 milyon yurtaşımız etkilenmiş, 53 bin 573 yurttaşımız yaşamını kaybetmiş, 107 in 213 kişi de yaralanmıştı. Yaralılar arasında vücudunda büyük engeller oluşan insanlarımız, canlarımız da var. Felakete uzaktan bakanlar bu canlarımızı sağlam olarak görüyorlar. Ancak bu şekilde yaralananların büyük çoğunluğu bakıma muhtaç durumda.
Depremde yaklaşık 2.3 milyon bina hasar gördü. bunlardan 39 bini yıkıldı. 200 bini aşkın bina ise kullanılamaz hale geldi. 
*****
Bu arada, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta yaşanan depremlerden etkilenen Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ'ın geçen yıl yaptığı ihracat 20 milyar 510 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Bu sevindirici bir durum. Ancak internette geçen bazı haberlere göre, durum hiç de öyle değil. Çünkü verilen sözlerin bir çoğunun tutul(a)madı. İnsanlarımızın yaralarının sarılmadığı, deprem sonrası yalnız bırakıldıkları fısıldı gazetelerinde değil, bazı yayın organlarında bile açık açık yazılıyor. 

Yöneticiler, asker ve öteki kurtarıcıların (Kızılay, AFAD vb) sahaya geç sürüldüğü için suçlanıyor. İlk iki gün deprem bölgesine ulaşılamadığı, enkaz altında kalanların yardım çağrılarına geç yanıt verildiği, delillerin enkaz kaldırma çalışmaları sırasında yok edildiği, cenazelerin kaldırımlarda bekletildiği dile getiriliyor. 
Bu arada, bir yıl içinde 319 bin konut yapacağız diyen yöneticilerin sözünü tutmadığı, sayının 25 bin civarında kaldığı, 2 buçuk milyon afetzedenin çadırda ve derme çatma konteynerlerde yaşamak zorunda bırakıldığı belirtiliyor. 
İhalelerin rant kaynağı olduğu, bağışların nereye harcandığının bilinmediği, yargılamalardan sonuç alınamadığı, hesap vermesi gerekenlerin yargı önüne çıkarılmadığı da yapılan suçlamalar arasında.
Depremzedelerin yöneticilerden istekleri, saydıklarımla da bitmiyor. Bir kere muhatap bulamadıklarını, karşılarında tarikat yapılanması olduğunu, gıda, yiyecek ve çadır gibi yardımların iktidarca tarikatlara yönlendirildiği iddia ediliyor. 
Bakalım yöneticilerimiz, ilgili ve yetkililerimiz bu söylemlere geçerli bir yanıt verebilecekler mi?
*****
Öte yandan, iktidarın ve bazı yöneticilerin “Oy Yoksa Hizmet de Yok” şeklindeki yaklaşımları, ülkede başka sonuçlar doğuracak gibi görünüyor. Yerel seçimlere günler kala, yapılan bu gafların iktidarı yıpratacağı belirtiliyor. 
Bugünlük de bu kadar!
Hoşçakalın! Sağlıcakla Kalın!
Datça Havadis’siz Kalmayın!