içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Siyasette yumuşama mı, taktik mi?

CHP’yi birinci parti durumuna getiren 31 Mart yerel seçiminde televizyon ekranlarında gösterilen Türkiye haritası gelincik tarlasını andırıyordu. Bu konu basında ve sosyal medya da eğrisiyle doğrusuyla günlerce gündem oldu. AKP kuruluşundan bu yana 23 yıldır yapılan seçimlerde birinci parti olarak çıkmıştı. CHP ise 1977’den beri ilk defa sandıkta birinci parti olmuştu.    Anlaşılan bu seçimde her üç kişiden ikisi oyunu CHP’ye vermiş olmalıydı.
 CHP’nin birinci parti olmasının nedenleri neydi?  
İktidar partisinin 2023 genel seçimini kazanmasının ardından; nasıl olsa kazanırız diyerek rehavete mi kapılmıştır?
Yoksa seçmen uyanmışmıydı?
Tartışılacak bir konu…
Büyük olasılıkla CHP’nin umulmadık başarısında; Özgür Özel’in değişimi başlatmasıyla genel başkan seçilmesi en büyük etkendi. CHP seçmeni yeni siyasetçiler arıyordu ve çoğunluk değişimden yanaydı. Bu başarıda Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve diğer belediye başkanlarının, isimleri öne çıkmamış partililerin payları olduğu da inkâr edilemez.  Ayrıca çıkmaza giren ekonomi, halkın geçim sıkıntısı, kiraların astronomik düzeye ulaşması,  orta direk tabir edilenlerin yok olması,  toplumun zenginler ve yoksullar diye ikiye ayrılması da seçimi etkilemişti. AKP’nin 23 yıldır iktidarda kalmasının, metal yorgunluğunun da (!)  bu yenilgide  payı olduğu  inkâr edilemez
CHP’de başarı ve değişim kalıcı olur mu;  yoksa olası iç çekişmeler onu aşağı çeker mi?
Bunu da önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Ancak ortada bir gerçek var; CHP’ muhalefet olarak doğru adımlar atmış, ucuz siyaset yapmamış,  hiçbir zaman saldırgan olmamış,  projeler üretmiş, halkın içerisinde olmuştur.
Ancak son seçimlerde laikliğe ağırlık veren konuşmalar yapmış olsaydı;  çok daha fazla oy alırdı diye düşünüyorum.
 Birkaç gün öncesi yıllardır özlemini çektiğimiz bir görüşme olayı yaşandı ve çeşitli yorumlar yapıldı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir araya geldiler ve görüştüler. Her iki lider resmi bir açıklama yapmadıklarından nelerin görüşüldüğü tam olarak bilinmiyor.  Yalnızca Özgür Özel Sözcü Gazetesine yaptığı değerlendirmede; özgürlüklerle ilgili talepleri olduğunu, ekonomiyi, emekli maaşlarını, atanamayan öğretmenleri anayasaya uyulmasını, atamalarda mülakatın kaldırılması, tutuklu yaşlılarla ilgili konuları konuştuklarını  söyledi.
Ne gariptir ki; bu olumlu görüşmenin ardından çeşitli yorumlar yapıldı, herkes bir şeyler söyledi… Bu görüşme CHP’nin içerisini karıştırır diyenler oldu.  Özgür Özel’in erken seçim istemiyoruz gibisinden sözleri eleştirildi. Yerel de olsa seçim kazanmış bir partinin en azından erken seçim istemesi doğru olurdu denildi.  Bu arada hiç yoktan CHP’hin önümüzdeki seçimde cumhurbaşkanı adayının kim olacağı da tartışılmaya başlandı. Oysa seçime daha dört yıl var; o tarihe kadar köprülerin altında çok sular akar…
Neredeyse Özgür Özel mi, Ekrem İmamoğlu mu, yoksa Mansur Yavaş mı tartışması başlatılmaya çalışıldı. Parti içerisinde üçünün de taraftarı var bunu ortaya atanlar kuşku yok ki, CHP’yi karıştırmak isteyenlerdir. Yoksa yumuşama ortamı içerisinde bu da siyasi bir taktik mi?
Siyasetimizde son yıllarda öyle sözlere tanık olduk ki; neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermek çok zor…

 

Bu yazı 897 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum