içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Natali Papanigitidis beni an?lar?mla ba? ba?a b?rakt?!

 Kuzguncuklu Natali Papanigitidis’in “Tüm ?stanbullulara selam olsun eski ?stanbul’a özlem dolu yaz?s? beni geçmi? y?llara götürdü.
Natali yaz?s?na ?öyle ba?lam??t?:  
“Ben Kuzguncuk da do?dum. Büyükada, Kuzguncuk ve Suadiye üçgeninde büyüdüm. Birçok akrabam?z kar?? yakada otururdu. ?stanbul’da oturuyorlar diyorlard? kar??ya...”
Gerçekten de Bo?az?n Anadolu yakas?nda oturanlar kar?? yakaya ?stanbul derlerdi. Anadolu yakas?ndan kar??ya geçmek için vapura binenlere nereye gidiyorsun diye soruldu?unda ?stanbul’a derlerdi. O zaman Bo?az?n Anadolu yakas?nda ya?ayanlara ne denirdi? Bence onun yan?t? yoktu.
Natali’nin yaz?s?na tekrar dönelim:
“?stanbul’u doyas?ya ya?ad?m ailem sayesinde, kö?e bucak tan?tarak gezdirdiler sa? olsunlar..
Marmara bamba?kad?r.
Erguvanlar bezer baharda k?y?lar?n?...
Ailem "eski" ?stanbullu benim.
Eskiden kelimesinin içerisindeki anlam benim için son derece de?erliydi, çünkü herkes fevkalade ve sihirliydi geçmi?imde.
?stanbul'da bu sihirli insanlar? çok güzel muhafaza eden art?p ço?alan bir kraliçeydi...
Bakt???m?z her yüz ayd?nl?k parlak ve sadeydi. Duruluk dürüstlük vard? bak??lar?nda insanlar?n.
Muhabbetliydi dilleri bu dostlar?n, selams?z, hat?rs?z geçilmezdi.
Zarars?zd? e? dost, konu kom?u hay?rs?z de?ildi.
Hile kar??mam??t? henüz yedi?imiz içti?imize, daha tatl? daha bereketliydi..
Çocuk olmak terbiye i?iydi, onun bile bir adab? vard?. Misafir çocuk olmak, öyle uslu uslu oturmak demek hiç bir ?ey istememek demekti.
Göz hapsi denen ?ey bu olsa gerekti...
Çakt?rmadan anne bir bakar, o bak??tan her ?eyi anlard?n.
 Oyalanaca??m?z ?eyler k?s?tl? olsa da çok iyi bilirdik oyalamay? kendimizi.
Ailemizi uslu durup, utand?rmamay? dahi bilirdik küçükken biz.
Her gitti?imiz misafirlikte çocuk s?k?lmas?n diye bu foto?raflar? özel muhafazalarda, albümlerde bana tek tek anlatarak verirlerdi! Ben uslu uslu ve bu foto?raflar?n ne denli de?erli oldu?unu bilerek saatlerce ince ayr?nt?lar?yla incelerdim.
Çünkü ailem, ba?kalar?n?n da, aile albümlerine de?er verirdi.
O zaman sayg? vard? insana ve çocuklara, önemsenirdi herkes... Büyükler kitaptan müzikten sanattan sohbet ederlerdi keyifli sohbetlerdi.
Misafirin arzusunda müzik çal?n?rd?.
Ev sahibinin yetene?i varsa mutlaka bir müzik aleti çalard?. En sevdi?im böyle akrabalar?m?za olan ziyaretlerimizdi. ?ark?lar söylenirdi.
?iir okuyan dost meclisleri vard?, f?kra ise sohbetlerin ilac?yd?. Televizyon asla aç?lmazd?. 
Çünkü insanlar bir birinin insanl???ndan tad al?rd?... 
O günleri de, o güzel insanlar? da çok özledim! 
Huzur dolu bir masald? sanki...
Eski ?stanbullu olmak bir ayr?cal?kt?, ?imdi kime sorsan?z herkes ?stanbullu...
Kültürel zenginlik ve terbiye gerektirir bu ?ehir öyle kenar?ndan k?y?s?ndan yakalamayla olmaz.
Rum, Ermeni, Musevi kimdir?
Bilir ve tan?r ?stanbullu...
Duydu?u ismin hangi kültürün parças? bilir.
Dini bayramlar?ndan anlar, geleneklerinden haberdard?r birbirlerinin kültürlerinden,
Sayg?, hürmet, nezaket, önceli?idir ?stanbullunun...
Hor görmez, alçak gönüllülük ruhunda vard?r.
Sokak sokak bilir ve tan?r ?ehrini.
Nerede hangi bina vard? bilir.
Hatta ne an?s? vard?r hangi kö?e ba??nda, dökülür dilinden her tan?d?k manzarada...
Kap? önü sohbetlerini sever...
Sokak hayvanlar?na de?er verir.
Bahçelerden, bitkilerden, çiçeklerden anlar...
?stanbullu deniz kokusunu, rak? kokusunu, denizi ve deniz ürünlerini, zeytinya?l? yemekler, mezeleri çok sever.
Hele bir de "k?z sen ?stanbul'un neresindensin?" diyebilece?i bir sevdi?i varsa de?meyin keyfine...”


Benim gibi Kuzguncuklu olan Natali’nin yaz?s?n? birkaç kez okudum; bununla da yetinmeyerek sizlerle de payla?mak istiyorum. 
Osmanl?larda ?stanbul’un yozla?mamas? için baz? önlemler alm??lard?. Büyükçekmece ve Bostanc?’da  kontrol noktalar? kurmu?lar. ?ehre ancak izinle girilmesine özen göstermi?ler, Anadolu ve Rumeli’den gelenlerin yerle?melerine izin verilmemi?ti. Bir bak?ma günümüzün vizesini o zamanlar dönemlerde uygulam??, ?ehrin nüfusunu kontrol alt?na alm??lard?.
?stanbullular ?stanbullularla evlenerek ayr? bir kültür olu?turmu?lard?. Örne?in kaynaklara geçen   “Eski ?stanbul Nezaketi” ve “?stanbul lehçesi” uzun süre devam etmi?tir. Soylu bir aileden gelenlere beyzade, ilim yönünden a??rl?kl? olanlara efendi denmi?, aile içerisinde e?ler birbirlerine isimleriyle hitap etmemi?, bey veya han?m demi?lerdir. Birbirleriyle selamla??rken Arapça hitaplar yerine “Sabah veya ak?am ?erifleriniz hay?rl? olsun” demi?lerdi.
Natali’nin dedi?i gibi Kuzguncukta Rum’u, Ermeni’si ve Yahudi’si ile birlikte olu?turulan ortam? küçük ya?larda bende ya?am??t?m.  Büyüklerimin ve di?er ailelerin ba?ka dinlerde olanlar hiçbir zaman birbirlerini k?rmam??lard?. Herkes birbirine kar?? sayg?l?yd?. Dini bayramlarda, cenazelerde, hastal?klarda birlik olur, birbirlerine yard?mc? olurlard?. 
Bu güzel insani ve dostluk ili?kileri; önce Türkiye’nin kara bir lekesi olan “Varl?k vergisi”, sonrada 6-7 Eylül olaylar?na ve onu izleyen hükümetin 1970’li y?llardaki ald??? ekonomik tedbirlere kadar sürdü. O güzel dostluklar bir anda sona erdi,  o Karagöz’ün dedi?i gibi “hâk ile yeksan” oldu.
Günümüz ?stanbul’u art?k eskisinden çok farkl?, geli?en teknoloji, ekonomi, iç ve d?? göçler dünyan?n en güzel ?ehirlerinden biri olan ?stanbul’u kültürünü, sosyal ya?ant?s?n? olumsuz yönde etkiledi. Buna ra?men ?stanbul yine güzel ama ya?amda bir burukluk var. Do?as? bütün tahribata ra?men yine güzel; tarihi an?tlar? ayaktaysa da eski ?stanbullular yok... 
Yak?n tarihlerde yazd???m gazetenin yöneticisi Kelaynak ku?lar? gibi az?nl?kta kalan eski ?stanbullularla söyle?i yapmam?z? istemi?ti. Bizde aray?p tarad?k; be? alt? aile d???nda kimseyi bulamay?nca yaz?dan vazgeçmi?tik.. Anla??lan hayatta kalanlarda ?ehri terk edip gitmi?lerdi. 
Kuzguncuklu bir ailenin çocu?u olarak 13 y?l öncesine kadar ?stanbul'a dayand?m ve sonra benimde burada art?k  yerim yok diyerek bu güzel ?ehri terk ettim. ?imdilerde ya?ad???m eski ?stanbul’u görmek istedi?imde, eski yazarlar? okuyor ve hepsinden  öte Ye?ilçam filmlerini izleyerek Natali gibi  an?lara dal?yorum. 

 

YAZARIN DÄ°ÄžER YAZILARI