içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Sevgililer Günü geliyor !

Eyvah ki; ne eyvah…
Televizyon reklamlarından 14 Şubat sevgililer gününün yaklaştığını öğreniyoruz. Günün yorgunluğundan, evinize yeterince bir şeyler getiremeyişin sıkıntısından veya ev sahibiniz kirayı ne kadar arttıracağından kurtulmak için televizyonun karşısına geçiyorsunuz. Bir bakıyorsunuz; ekranda beliren güzel bir hanım size eşinize alacağınız pırlantalardan, söz ediyor. Utanıyor, eşinizin yüzüne bakamıyorsunuz… Oysa ekonomide sıcak para akışının sağlamak için bazı özel günler düzenlendiğini biliyoruz: bu da onlardan biri…
Babalar günü, anneler günü, öğretmenler günü, kadınlar günü, sağlıkçılar günü, polisler günü… Önemli günler uzayıp gidiyor… Bakıyorsunuz onlara her yıl yenileri ekleniyor… Bakarsınız bir de astronotlar günü bile eklenir.  Televizyonlarda,  sosyal medyada bu özel günlerle(!) ilgili reklamlar birbirini izliyor, Bazılarına göre ekonomiyi canlandıran, bazılarına göre para tuzağı(!) diye nitelenen özel günlerle ilgili reklamların insanların kafalarını nasıl karıştırıldığını görüyoruz.  . Reklamların bazılarında şarkıcı bir kadın etrafına topladığı sosyetik tiplerle konuşarak pırlanta reklamı yapıyor. Ardından her kadının hakkı bu pırlanta yüzük, fiyatı da sudan ucuz diye bir şeyler söylüyor, Pırlanta yüzüğün kadının hakkı olduğunu kabul etmesine edelim de her kadın pırlanta yüzükten önce geçimini sağlayabiliyor, tenceresini kaynatabiliyor mu? 
Çarşı pazarda her geçen gün biraz daha artan gıda fiyatlarından, zamlı faturaları halletmeye çalışırken pırlanta yüzük aklına geliyor mu? 
Üniversiteyi bitiren veya eğitimini tamamlayamamış işsizler ordusunun aklında pırlanta yüzük mü, yoksa geçim derdi mi var?
Tarımla, hayvancılıkla uğraşanlar acaba ineğini satmayı, mazotu almayı, bankalara olan borçlarını nasıl ödeyeceğini mi; yoksa sevgililer gününde eşine alacağı pırlanta yüzüğü mü düşünüyor?
Sevgililer, analar, babalar gününün insana acı veren bir başka yanının da üzerinde durmak isterim.  Her şeyin maddiyata bağlandığı ortamda işin öteki yanı nedense düşünülmüyor.
Basında, televizyonlarda sürekli sözü edilen bu özel günlerde; eşini, sevgilisini, anasını, babasını, çocuklarını kaybedenlerin ruhsal durumları, acıları reklamcıların umurunda bile değil… 
Yaşamını yitirenlerin, şehitlerin yakınları, bir daha gelemeyecek olanları mı yoksa pırlanta yüzüğü mü düşünüyor… Bakın ne kadar da güzel söylemişler; "ateş düştüğü yeri yakar" diye…
Sevgililer günü yaklaştığında bütçeleri sıkışık olanları bir sıkıntı alır. Mutlu azınlıklar eşlerine otomobil, ev veya mücevher alır. Tuzu kuru olmayanların eşlerine bir çiçek alacak parası  bile  olmaz… Geçimimi zor sağlayanlar; eyvah ne yapacağım; eşimin veya sevgilimin yüzüne nasıl bakacağım diye aklından bin türlü soru geçer. 
Dünyada her Şubat ayının 14’ü sevgililer günü olarak ilan edilmiş...  Kuşku yok ki; tuzu kuru olanlar için…
Sevgililer günü diye yazıma başladım konu nereden nereye geldi. İyisi mi biz yine acısıyla tatlısıyla sevgililer gününe dönelim.
Kuşkusuz: Sevgililer gününün geçmişi nedir; nereden ortaya çıkmıştır diyenler olmuştur.
Sevgililer gününün dünyada Aziz Valentin isimli bir kişi ortaya çıkarmıştır.
Hıristiyanların aziz olarak tanımladığı Valantin  Katolik bir doktordur. Roma İmparatoru II. Cladius tarafından evlenmesine izin verilmeyince gizlice sevgilisiyle evlenmiş.... İmparator bunu öğrenince Valentin’i hapsetmiş; o da sevgisiyle insanlara ulaşmaya çalışmış... Valentin’e Hıristiyan inancından vazgeçerek çok tanrılı Roma inancına yönelirse affedileceği söylenmiş... Ne var ki, Valentin bu teklifi reddetmekle kalmamış, imparatoru Hıristiyan olmaya davet etmiş...  Ne var ki; onun bu davranışı yaşamına mal olmuş, idam edilmeden önce eşine yazdığı son mektubunda Hz. İsa’ya yakın olmasını önermiş… Valentin’in önce taşlanarak sonra da başının kesildiği 14 Şubat günü yıllar sonra  “Sevgililer Günü” olarak kabul edilmiştir. Böylece bu hazin aşkın anısına 14 Şubat insanların birbirlerine sevgi dolu mesajlar vermesi öngörülmüştür. 496 yılında Papa Gelasius 14 Şubat’ı resmi bayram olarak ilan etmiştir.
Quintus Horace bakın ne kadar güzel söylemiş; “Herkesten sevgi beklemeyin, çünkü onu siz yaratacaksınız"

 

Bu yazı 1767 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum