içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Öğretmenlerimiz ve eğitim çıkmazımız!..

Eğitimimiz bazılarına göre başarılı, bazılarına göre de yerlerde sürünüyor. Hangisine inanacağımızı kestiremiyoruz. Yalnız televizyonlardaki bilgi yarışmalarını, kelime oyunlarını fırsat bulursam izliyorum ve gerçekten geleceğimiz yönünden çok üzülüyorum. En basit şeyleri bilmeyenler ekrana çıkıp yarışmaya cesaret ediyorlar. Meşhur bir söz vardır; kendini bilmek kadar güzel şey olmaz gibisinden… 
Son yıllarda bir takım haftalar ortaya konuldu Ancak bunlardan en önemlilerinden birisi öğretmenler haftası olmalı...   Öğretmenlik saygın, sabır isteyen, eziyetli ve zor bir meslektir. Gelecek nesiller büyük olasılıkla onların eseri olacaktır. Ancak atanamayan öğretmenler, bu mesleğe isteyerek girmek isteyenlerin çoğu çaresizlikten aldıkları eğitimle ilgisiz yerlerde iş bulabiliyorlarsa; kendilerini şanslı sayıyorlar. KPSS sınavlarında yüksek puan alıp ta mülakatta elenenler… Bu mesleğin bir türlü düzeltilemeyen acı yönleridir… Kadrolu, sözleşmeli öğretmenler, siyasi baskıların, liyakatsiz amirlerin altında ezilenler bu da çarpık düzenin bir başka yönüdür.
Öğretmenler günü kutlamaları yapılırken; onur duyduk denilen öğretmenlerin neler yaşadıklarının, nelere göğüs gerdiklerinin, geçimlerini nasıl sağladıklarının ve nasıl atandıkları üzerinde duruluyor mu?
Öğretmenler mutlu mudur?
Ben hiç sanmıyorum.
Geçmişte öğretmen okullarından, günümüzde eğitim fakültelerinden mezun olanlar daha sevinemeden atanma kaygısına düşüyorlar.  Yıllarca atanmayı bekleyenler, atanamayınca polis veya uzman çavuş olanlar veya aldıkları eğitimle ilgisiz mesleklerde geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar.  Gencecik insanların neler yaptıkları, neler düşündükleri, hayallerinin nasıl hüsrana dönüştüğüne, kutlamalar çare oluyor mu?
Günümüz eğitimini gördükten sonra geçmişi; öğrencilik yıllarımı düşünüyorum. İlkokulu Kuzguncuk 25.İlkokulda, orta ve lise öğrenimimi özel İstiklal, Vefa ve babamın görevinden ötürü Manisa lisesinde yapmıştım. Elleri öpülecek saygın ve çağdaş öğretmenlerden ders almıştım Facebook’da geçmişteki öğretmenlerimin resimlerini gördükçe geçmiş yılları hatırlarım. Çağdaş giysiler içerisinde öğretmenlerdi, özgürce ders verirlerdi.
Bizden önceki kuşaklarda olduğu gibi bizim dönemimizde de okula başlarken öğretmemize eti sizin kemiği bizim demek adettendi. Okulda öğretmenimizle baş başa kalırdık. Azarlansak da, kulağımız çekilse de tokat bile yesek de ailemize söylemezdik. Racona ters düşerdi!  Bende birkaç kez öğretmenlerimden tokat yemiştim. Elleri dert görmeyen öğretmenlerim adam olmamız için haklı dövmüşlerdi. O günlerde veliler okula gidip öğretmenlere ahkâm kesemezlerdi. Bugün bakıyorum; öğretmen öğrencinin kulağını değil saçının telini çekse veliler okula veya üst makamlara şikâyete koşuyor. Öğrenciyle ilgili toplantılar yapıldığında cahil veliler öğretmene ders vermeye kalkışıyor!
Bizim kuşakların söylediği gibi zamanımızın liseleri bugünün birçok üniversitesinden çok daha ileri düzeydeydi. Yanılmıyorsam cebir, geometri, felsefe, sosyoloji, mantık, astronomi gibi dersler bugünlerin eğitiminde yoklarmış.   Yerlerini din ağırlıklı derslerin aldığı, diğer fen ve sosyal derslerinin saatlerinin azaltıldığı söyleniyor. Sonrada eğitimin seviyesi düşüyor diyenler; bu sorunun nereden kaynaklandığını öğrenmeli…

 

Bu yazı 1477 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum