içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Siyaset millete hizmet mi, meslek mi?

Siyasete soyunanlar millete hizmet için mi bu işi yapıyorlar; yoksa meslek olarak mı?
Siyasetçi bizleri yönetsin diye mi; yoksa bizlere hizmet versin diye mi seçiliyor? 
Gerçekten tartışılacak konular…
Siyasetçi veya milletvekili nedir diye; merak edip sözlüklere baktığımızda şöyle bir tanımlama ile karşılaşırız:
“Halkın oylarıyla belirli dönemlerde seçilen ve kendisini seçenleri mecliste temsil eden, siyasi kimliği olan kişilere milletvekili denilmiştir. Bu görevini özgür iradesiyle, yasama dokunulmazlığı koruması altında yapar. Bağımsızlar dışındakiler bu görevi bağlı bulunduğu siyasi partisinin çatısı altında görevlerini yürütür.” 
Siyasetçi öncelikle milletvekili seçilebilmek için Anayasanın 76. maddesinde belirtilen özelliklere sahip olmalıdır. Bunların başında TC vatandaşı, 18 yaşını doldurmak, en az ilkokul mezunu, askerlik görevini yapmış olmak, kamu görevlerinden yasaklı, bir yıl ve üzeri hapis cezası almamış olmak gibi hükümler gelmektedir. Buradan da görüleceği gibi siyasetçinin üniversite eğitimi alması öngörülmüyor.. Buradan da anlaşılıyor ki;  siyasetçinin meslek sahibi olup olmaması önem taşımıyor.
Bizde, siyasetçi milletvekili veya belediye başkanı olabilmesi önce parti liderinin ve merkez yönetimin kararına bağlıdır. Onlardan onay alınırsa seçim listesine aday olarak konulur. Özellikle milletvekilli olması istenenlere listenin ön sıralarında yer verilir. Böyle olunca da insan elde olmadan düşünüyor; milletvekilini halk mı yoksa lider başta olmak üzere yönetim mi seçiyor?
Bazen partinin tabanına yoklama olarak sorulursa adayın listede yer alması gerçekte ikinci plandadır.   
Milletvekili veya belediye başkanı seçilenler kendi görüşünden çok liderine, parti disiplinine uymak zorundadır. Onun dışında davranırsa ya disipline verilir ya da partiden ihraç edilir. Bunun örnekleri ülkemiz siyasetinde çok görülmüştür. Bu yönden baktığımızda; siyasetçiliğin sanıldığı kadar hiçte kolay olmadığı anlaşılır. 
Bizde sıkça görülen daha başka yaşanmış örneklerde vardı. Partisinin listesine giremeyen anında başka partinin listesinde yer alır. Görüşünün  bir anda neden değişti diye de seçmen ona sormaz; elindeki listede kimler varsa onu sandığa atar.. Böylece vatandaşlık görevini de gönül rahatlığı içerisinde yerine getirmiş olur.
Milletvekilliğinin görev mi yoksa meslek mi olduğu konusuna dönelim.
Yurt dışında çalışmak isteyen bir doktor, mimar, mühendis, üniversite öğretim üyesi, marangoz,  demirci gibi meslek sahibi olanların çoğu yabancı dil biliyorlarsa kolayca iş bulurlar. Ama eski bir milletvekili yabancı bir ülkede ben milletvekiliydim diyerek iş bulabilir mi?
Ben hiç sanmıyorum.
Yasalar milletvekiline başta dokunulmazlık olmak üzere çeşitli haklar tanımıştır. Bunlara bakılınca milletvekilliğinin birçok olanakların sağlandığı bir görev olduğu görülür.  Ne kadar maaş aldıklarını tam olarak bilemiyorsam da kendisinin ve ailesinin kamu veya özel sağlık kuruluşlarındaki harcamaları devlet tarafından karşılanıyor. Kısacası bir defa seçilen milletvekili kendisini ve ailesini ömür boyu garantiye almış oluyor. Milletvekilliği sona erdiğinde liderin veya yönetimin gözüne girmişse yine de sırtı yere gelmiyor. İktidar partisi siyasetçisine önemli görevler verebiliyor. 
Bu nedenle siyasetçilik meslek olmamasına rağmen cazip bir görev… Bu nedenle çoğu kişi siyasetçi olmanın çarelerini arıyor diye düşünüyorum.

 

Bu yazı 1250 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum