içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

İç Anadolu'nun bir kasabasından gözlemlerim

Sohbet ettiğim bazı hanımların tenkit edilmemesi için isminden söz etmek istemediğim İç Anadolu kasabalarından birinden bu günkü yazımı yazıyorum. Çoğu kez yaptığım gibi nerede olursam olayım; orayla ilgili bir şeyler yazmayı adet edinmişimdir. Bu kez de öyle oldu; yörenin insanlarıyla sohbet ettim, özellikle genç kızların, kadınların yaşantılarını, onların bazı konulardaki düşüncelerini öne çıkararak sizlerle paylaşmak istedim. Ancak çoğunun memleket gerçeği olduğu da açıktır…

Önceki yıllarda bu kasabayla ilgili birkaç yazı yazmış, ancak genç kızlar ve kadınlar konusuna girmemiştim. 
Türkiye’nin çoğu yerinde olduğu gibi burada da sosyal yaşamda büyük bir değişim olduğunu gözlemledim. Kuşkusuz bu değişimde televizyonun ve internetin büyük etkisi olduğu açıkça görülüyordu.
Genç kızların, kadınların toplumdaki yaşam biçimleri, kadın haklarının ne kadar bilincinde oldukları ve ileriye bakışlarının ne olduğu üzerinde durmaya çalıştım. Özellikle bu bölgedeki genç kızların kendilerine güvenlerinin arttığı, erkek hâkimiyetine artık eskisi kadar önem vermediklerini söyleyenler de bulunuyor. Genç kuşaklar kendilerinden öncekilere göre çok daha aydın olduklarını görmek gerçekten sevindirici… Ancak cemaatlerin, aile ve mahalle baskılarının etkisi geçmişe oranla daha az hissediliyordu. Özellikle bu durum sokaklardaki genç kızların, kadınların giyimlerinde görülüyor Buna rağmen yine de 12-14 yaşları arasındaki kızların tesettüre sokulduğu da söyleniyor.
Konuştuklarımın arasında denizi görmeyenler, tiyatro, sinema seyretmemiş olanların bulunması oldukça şaşırtıcıydı. Onları bilmeyince operanın balenin sözünü etmekten kaçındım. Oysa bir zamanlar bu ilçede Sümerbank vardı.. Sümerbank’ta tiyatro oynanıyor, filmler gösteriliyordu. Yakın tarihlerde Sümerbank’ın ve daha önce Halk evlerinin kapatılmasıyla pek çok yer gibi buraya da kültür darbesi vurulmuş…
Bunun kaç kişi farkında bilemeyiz…
Genç kadın ve kızlara tatil yörelerine gidip gitmediklerini sordum. Çoğu gitmemiş, yalnızca televizyon dizilerinde oraları görmüşler. Genç kızlar büyük şehirlerde ve tatil yörelerindeki hemcinsleri gibi yaşamanın özlemini çekiyor. Bazıları da kaderlerine küsüyor…
Yaşlı ve orta kesiminden bazıları aydınlanmayı aşamadığından çocuklarını ve torunlarını olumsuz yönde etkiliyorlar.  Ancak genç kızların çoğu bu dar çemberi aşmaya çalışıyor, bazıları da aşıyor… Anlaşılan bu kasabada yeni kuşaklar çok daha ümit verici olacaklarını düşünüyorum. Ancak bu gelişimde çoğu kez söylediğim gibi televizyonun ve internetin büyük katkısı olduğu da açıktır.   İçlerinden birisi  “Çocuklar Duymasın" dizisinde Pınar Altuğ’un sözlerini kendilerini olumlu yönde etkilediğini söyledi. Ayrıca son günlerde izlenen “Kızılcık Şerbeti" ile  “Kızıl Goncalar” dizilerindeki çelişkili aile düzenlerinin kendilerine bir ders niteliğinde olduğunu söylediler. Bu arada tarihi dizileri de izlediklerini söyledilerse de kendilerine onların biraz abartılı olduğunu o konuları bir de tarihi kitaplardan okumalarını söylediğimde bana olumlu yaklaştılar.
Bulunduğum ilçede önceki yıllara göre teknolojinin kendilerini olumlu yönde etkilemesi sevindirici bir olay olarak düşünülmelidir. Ailelerde artık eskisi gibi değiller onlarda aydınlanma yolunda epey yol almışlar Kızların çocukluk yaşından kurtulur kurtulmaz evlendirmekten artık yavaş yavaş uzaklaşıyor ve onların isteklerini göz önüne alıyorlar.
Kısacası tiyatroyu, sinemayı, denizi bilmeyen genç nesil kadın haklarını savunuyor ve pekâlâ da mahalle ve tarikat baskısına direnç gösterecek cesareti kendilerinde bulabiliyorlar. İlk öğretimi bitirir bitirmez evlenmek istemiyor, okumak, meslek sahibi olarak ayakları üzerinde durmayı istiyorlar. Bazılarının yakınmaları da ailelerinden kaynaklanıyor: içlerinden birisi okumayı önce erkek kardeşlerine sağlandığını kendisinin evlendirildiğini anlatıyor. Ne gariptir ki; erkek kardeşleri okuyamamış, kendisi yetenekli olmasına rağmen liseye gönderilmemiş… Ailesi yaptığı yanlışı anlamışsa da iş işten geçmiş…
Toplumdaki  kadınların hakların kullanmaları, ayakta durmaya  direnmeleri, erkek hegemonyasına biraz geçte olsa  karşı çıkmaları sevinilecek bir olaydır.

 

Bu yazı 3495 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum