içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

NE BEKLENİYOR?

İsraillilerin Filistinlilere karşı başlattığı askeri harekatda 7 Ekim 2023 tarihin den bu yana 33 bin 137 kişi öldü, 75 bin 815 kişi de yaralandı.
Tam bir soykırım yapılıyor Gazze’de. 
Düşünebiliyor musunuz? Tüm dünya da bu vahşedi kılını kıpırdatmadan izliyor, seyrediyor. Ne beklendiğini de kimse sorgulamıyor. Birleşmiş Milletler’in yaptığı toplantılarda iki büyük devlet, USA ve Rusya, savaşın durdurulması ve insani yardımların çarpışma bölgesine sokulması önerilerine bile “red oyu” veriyorlar.
İnsanlık, tüm dünya  halkları Kadınların ve çocukların katledildiği bu dengesiz savaşı sakin sakin içine sindiriyor. 

İnsanın, Hitler’in Yahudilere yaptığı soykırımı haklı göresi geliyor. 
Ancak olaylara bakınca insanın kafası karışıyor. Bir kere saldırılar Hamas adlı örgüt tarafından başlatılmış. 
*****
Çarpışmaların kronolojik sıralaması şöyle:
 “Hamas üç koldan saldırdı; İsrail'e sızdı.
Son 50 yılın en büyük saldırısına sahne olan İsrail ise tüm Gazze'ye ölüm yağdırdı.
Sivil ayrımı gözetmeksizin ateş altına aldığı bölgede taş üstünde taş bırakmadı.
7 Ekim sabahı, İsrail güne Gazze'den ateşlenen roketlerle başladı.
Hamas'ın askeri kanadı İzzettin El-Kassam Tugayları, sabah 06:30'da İsrail'e karşı operasyon başlattı.
Operasyonun adı "Aksa Tufanı"ydı.
Açıklamaya göre ilk 20 dakikasında Gazze'den İsrail'e 5 bin roket atıldı. İlk hedef stratejik noktalar, havalimanları ve askeri mevzilerdi.
İsrail hava savunma sistemi Demir Kubbe, bu yoğunluktaki saldırıya cevap veremedi; Tel Aviv dahil çok sayıda kente roketler isabet etti.
Saldırılar, daha önce görülmemiş sayıda silahlı grubun İsrail'e sızmasına zemin hazırladı.
Bazı Hamas üyeleri İsrail'e motosikletler ve kamyonetlerle karadan; bazıları da motorlu paraşütlerle havadan sızdı.
Kontrol kuleleri etkisiz hale getirildi.
Silahlı grubun çoğu, Gazze ile İsrail'i ayıran güvenlik bariyerlerini aştı.
Sınırdaki çitler buldozerle yıkıldı. Aynı anda Gazze Şeridi açıklarında İsrail teknelerine ateş açıldığı haberleri geliyordu.
Saat 09:45'te Gazze'den patlamalar duyulduğunda, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Gazze Şeridi etrafında 80 kilometre yarıçapındaki bölgeyi askeri alan ilan etmişti bile.
Saat 10.00'da İsrail askeri sözcüsü, hava kuvvetlerinin Gazze'ye saldırılar düzenlediğini duyurdu.
Aynı dakikalarda, Filistinli gruplar sınırdaki üç askeri tesise girdi Gazze'ye 1 kilometre mesafedeki Sderot şehrinde bir polis karakolu ele geçirildi.
Filistinlilerin tank da dahil olmak üzere askeri araçları ele geçirdiği görüldü.
Baskında, gençlerin çölde düzenlediği müzik festivali de kabusa dönüştü. Hamas üyeleri paraşütlerle festival alanına indi. Re'im kentindeki festival, Hamas'ın saldırılarında en büyük can kaybının kayıtlara geçtiği yer oldu.
Sadece bu noktada 260 kişi hayatını kaybetti.  Aralarında yabancı uyrukluların da olduğu çok sayıda kişi esir alındı.
Hamas'ın baskını sonrası İsrail'den "savaştayız" açıklaması gecikmedi.
Başbakan Benyamin Netanyahu,"Düşman görülmemiş bir bedel ödeyecek" açıklaması yaptı.
Hamas İsrail topraklarına roket yağdırırken; İsrail de Gazze'deki hedefleri vurdu.
Operasyonun adını da "Demir Kılıçlar" olarak duyurdu.
Baskının ikinci gününde İsrail kabinesi resmen savaş ilan etti.
Birkaç gün içinde de muhalefet lideri Benny Gantz ile eski genelkurmay başkanı Gadi Eisenkot'un aralarında bulunduğu ulusal birlik hükümeti kuruldu.
Sınıra tank ve asker yığan İsrail, Gazze'ye yoğun saldırılar için düğmeye bastı.
Karadan müdahalenin sinyalini verse de önce hava saldırıları başladı.
6 günde Gazze'ye tam 6 bin bomba attı. Bölgede büyük bir yıkım meydana geldi.
Birkaç gün içinde can kaybı bini aştı.
İnsani yardımların girişine izin verilmediği gibi, siviller de Gazze'de mahsur kaldı; güvenli çıkış için bekledi. 
Bir yandan Hamas, İsrail'in güneyindeki kentlere roket atışlarında bulunmayı sürdürüyordu.
Baskının birinci haftasında dünya kamuoyu İsrail'in kara harekatına odaklanmıştı. İsrail, Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerini havadan bombalamaya devam etti.
Artık ambulanslar bile güvenli değildi. Siviller çatışmaların, bombardımanın ortasında kaldı.
Saldırılar büyük bir iç göçü beraberinde getirdi. İsrail ordusu, neredeyse her gün sivillere Kuzey Gazze'den ayrılmaları ve güneye gitmeleri çağrısında bulundu.
Gazzeliler İsrail saldırılarından korunmak için evlerini terk etti. Onların, ellerinde beyaz bayraklarla Gazze'nin güneyine doğru zorunlu sürgünü, savaşın simgelerinden oldu.
Siviler yollara düşse de sığınaklar yetersizdi. Okullar, hastaneler Gazzelilerin yeni evleri oldu. Ama onlar da hedefteydi.
Savaşın 11. gününde Gazze'nin merkezindeki "Ehli Arap" hastanesi vuruldu.
Gazze Sağlık Bakanlığı saldırıda 500'e yakın kişinin öldüğünü açıkladı.
Vurulan sağlık tesisi Gazze'nin en eski hastanesiydi. Hastanede, hasta ve yaralıların yanı sıra bombardımandan kaçıp buraya sığınan yüzlerce kişi de bulunuyordu. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakan Yardımcısı'nın cenazelerin ortasında yaptığı basın toplantısı da hafızalarda yerini aldı.

Hastane saldırısı, Gazze'ye ölüm yağdıran İsrail'e tepkileri artırdı. Ancak Tel Aviv yönetimi hastane saldırısını düzenlemediğini öne sürdü.
Saldırı sırasında İsrail'de bulunan Joe Biden olayla ilgili "diğer taraf yaptı" açıklamasında bulundu. Bunu da Amerikan Savunma Bakanlığı'nın verilerine dayandırdı.
Beyaz Saray'dan da benzer bir açıklama geldi; mevcut değerlendirmeler ışığında olaydan İsrail'in sorumlu olmadığı belirtildi.
Bombardımanın 15. gününde, Gazze'ye ilk kez yardım TIRları gönderildi. Günlerdir Refah Sınır Kapısı'nda bekleyen TIRlar, kapının açılmasıyla Gazze'ye geçti.
Sevkiyat ilaç ve bir miktar gıdayı kapsıyordu. İsrail, özellikle sağlık tesisleri için hayati önemdeki yakıta izin vermedi.
İsrail saldırılarının 18'inci gününe girildiğinde, bölge 12 bin tondan fazla patlayıcıyla vurulmuştu.
Hamas, bu miktarın neredeyse, ABD'nin 2. Dünya Savaşı'nda Japonya'nın Hiroşima kentine attığı atom bombasının gücüne eşdeğer olduğunu belirtti.
22'nci gündeyse, beklenen oldu.
İsrail kabinesi oybirliğiyle kara operasyonunu onayladı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, savaşın ikinci aşamasına girildiğini duyurdu.
Arka arkaya mülteci kampları, hastaneler hedef alındı.
Gazze'nin en büyük mülteci kampı Cibaliye o noktalardandı.
İsrail devleti kurulduğunda evlerini, topraklarını kaybedenlerin yaşadığı kamp, İsrail ordusu tarafından defalarca vuruldu.
Savaş ikinci ayına girdiğinde, ölü sayısı 10 bini aşmıştı. Bunun 4 binden fazlasını çocuklar oluşturuyordu.
Mülteci kamplarının yanı sıra savaşta hastaneler de sıradan hedefler haline geldi. İsrail ordusu peş peşe hastane yerleşkelerini bombaladı.
Elektrik kesildiği için ameliyathaneler ve yoğun bakım üniteleri çalışmayı durdurdu. Doktorlar telefon ışığında yaralılara dikiş attı.
Saldırıların 40'ıncü gününde İsrail kuvvetleri, “büyük bir hapishane”

Yani bu savaş nereden bakarsanız bakın “iki ucu boklu değnek”…
Ya da “parayı veren düdüğü çalıyor”

İnceledikçe insanın kafası karışıyor…

Bugünlük de bu kadar!
Hoşçakalın! Sağlıcakla Kalın!
Datça Havadis’siz Kalmayın! 

Bu yazı 492 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum