içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Beklenen Dip dalgası gelmedi

Atasözlerimiz arasında “Testi kırılınca yol gösteren çok olur” diye bir söz vardır. Bununla her şey olup bittikten, işler bozulduktan veya kötü bir sonuç alındıktan sonra şöyle yapsaydın, böyle etseydin demek istenmiştir. Önemli olan yanlışlığı önceden görmek ve uyarıda bulunmaktır. İş işten geçtikten sonra söylenenin anlamı yoktur. Sanırım benimki de böyle bir yazı…
Atasözünden yola çıktım ama birde 
Abdülhak Hamid’in çoğumuzun bildiği meşhur sözüne değinmeden geçemeyeceğim; “Galiptir bu yolda mağlup.”  Bence yaşadığımız seçime ışık tutan bir söz…
 CHP ve ona gönül bağlayanlar seçime büyük umut bağlamış, mitinglerin büyük kalabalıkları toplaması  çoğu kişiyi umutlandırmış, dip dalgası gelecek denmişti. İktidarda olanlar kazanmaktan kaçınmışlardı. Altılı masanın liderleri de mitinglerdeki kalabalıkların kendilerini yanılttığını seçim sonrası anladılar. Buna rağmen CHP’nin önceki seçimlerden çok daha fazla oy aldığı bir gerçektir.  Ülkenin yarısına yakınından altılı masadakilerle birlikte oy almışlardı
Bu seçim öncekilerden çok farklı; bir bakıma ekonomik bir seçimdi ve romantizmin yeri yoktu.  
Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse yapacaklarını, programını toplumun belirli bir kesiminin dışına pek duyuramadı.  Kemal Kılıçdaroğlu ile  Ekrem İmamoğlu  olağanüstü başarılıydılar. İnsan gücünün çok üstünde gayret gösterdiler. Onların mitingleri, kapalı salon toplantıları ve video konuşmaları medyada yeterince yer bulamadı. Böyle olunca da cumhur ittifakının sergilediği algılama, yönlendirme, gerçek dışı söylemlerin karşısında sağlam duramadılar. Daha doğrusu toplumun bir kesimi onları anlayamadı. Medyanın yardımıyla topluma kolayca ulaşanlar kazanmak için her yolu denediler ve bunda da başarılı oldular. Sözün kısası; kazandılar.
Bence bu seçimi; vatandaş yapılan sığınmacı veya mülteci denilenler, Türkçeyi bile bilmeyenler, konut alan yabancılar, kararsızlar ve seçime gitmeyenler belirledi.  Onlara altılı masaya oy kaybettiren Sinan Oğan ile Muharrem İnce’yi de katmalıdır. Beklenmedik gariplikler yine bu seçimde yaşandı; AKP ile Hüda Par işbirliği, yıllardır CHP’nin yanında yer alan ve önceki dönem Konya Milletvekili Abdüllatif Şener’in bir TV kanalında CHP’yi yeren konuşması gibi… 
CHP bu seçimde yine de öncekilerden çok daha fazla oy almasının üzerinde durulmalıdır. Ancak sonuçlar iç açıcı olmadı; milletvekili sayısı 168’den 129’a düştü. Ayrıca, 39 milletvekilini de altılı masanın diğer partilerine verdi. 
Yıllar öncesi İsmet İnönü ortanın solu diyerek partisinin yönünü çizmiş, Bülent Ecevit’de bu görüşü sürdürmüş, sonrada DSP’yi kurmuştu. Karaoğlan’ın DSP’si bugün iktidarın yanında!..
CHP bu seçimde eski liderlerinin izinde yürüseydi ve sol partilerle ittifak yapsaydı nasıl bir sonuç alırdı?
Seçim sonuçları netleştikten sonra önceden umutlanan sonra da hüsrana uğrayan bazı CHP’liler arasında huzursuzluk başlaması kaçınılmaz oldu. Biat partisi olmadığından; bazıları açıkça söylemeseler bile Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan çekilmesinden yana tavır koydular.  Parti içerisindeki çoğunluğun onunla birlikte yürümekten yana olduğu görülüyor. 
Seçim süreci boyunca Kılıçdaroğlu’nun yanlışları olmuş mudur?
 Kuşkusuz her insan yanlış yapar; Kılıçdaroğlu’nun da bazı yanlışları olmuş, etki altında kalmıştır. Önemli olan tenkide açık olup yanlışları düzeltebilmektir. Kılıçdaroğlu’da bunu yapacak kişilikte bir insandır.
CHP propaganda süreci içerisinde; belki de sağdan gelen ortaklarından ötürü altı ok ve laiklik üzerinde durmadı. Altılı masayı ayakta tutmaya çalıştı ve bunun için de bazı ödünler vermesi doğaldı.  Seçim sonrasında altılı masa dağıldı; CHP şemsiyesi altında seçilen milletvekilleri kendi partilerine gittiler. CHP’ye altılı masa yararlı mı yoksa zararlı mı oldu. Şimdilerde bunun hesabı yapılmalıdır.
Seçim öncesinde Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkıp masayı terk etmesi ve sonra geri dönmesi hiçte hoş değildi. Ne var ki; onun bu davranışı kendi partisine oy kaybettirdi, MHP’nin altında kalmasına neden oldu. 
Akşener masadan kalkarken Kılıçdaroğlu’nun önceki seçimde ödünç verdiği milletvekilleriyle gurup kurmasını unutmamalıydı. İki belediye başkanından biri cumhurbaşkanı adayı olsun diye diretmemeliydi.
Sinan Oğan ve Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylıkları seçimin kaderini etkilemiştir. Şimdi merak ediyorum; iktidar partisi kendilerine görev verecek mi?
Kuşku yok ki, önümüzdeki yıllarda cumhuriyet tarihinin bu önemli seçimi masaya yatırılıp enine boyuna incelenecek ve belki de onunla ilgili doktora tezleri yapılacaktır. Bizler onları görecek miyiz; bilemem… 
CHP’nin tarihi geçmişi yeni bir atılımı işaret etmektedir. Öncelikle içerisindeki ayrık otlarını temizleyerek ortak akılda bütünleşmelidir. Bizim ömrümüz yıllar yılı bu atılımı beklemekle geçti.

 

Bu yazı 1850 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum